20 Şubat 2011 Pazar

Gemi Turları Kapadokya Beyaza Büründü

Haber Nevşehir ve ilçelerinde etkili olan kar yağışı ulaşımda aksaklıklara neden olurken, beyaza bürünen peribacaları hoş bir görüntü oluşturdu.

Alınan bilgiye göre, Nevşehir il merkezinde metrekareye 6 kilogram kar yağışı düşerken, kar kalınlığı il merkezinde 10 santimetre, yüksek kesimlerde ise 15 santimetre olarak ölçüldü.

Nevşehir kent merkezinde de etkili olan kar yağışı nedeniyle, birçok maddi hasarlı trafik kazası meydana geldi.

Nevşehir?Aksaray karayolunun 30. kilometresi ile Nevşehir-Hacıbektaş karayolunda, yoğun kar yağışı nedeniyle yolda kalan sürücüler, karayolları ekiplerinden yardım talebinde bulundu.

İl Özel İdaresi ve Karayolları ekiplerinin, yol açma ve tuzlama çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi.

Gülşehir'den Nevşehir yönüne giden 50 AV 711 plakalı araç, Açıksaray mevkisinde, buzlanma nedeniyle sürücüsünün kontrolünden çıkıp takla atarak şarampole yuvarlandı. Aracın sürücüsü kazadan yara almadan kurtuldu. Kaza nedeniyle trafiğe kapatılan yol, kaza yapan aracın kurtarıcı yardımıyla çıkartılmasının ardından tekrar ulaşıma açıldı. Gülşehir ilçesine bağlı Alkan köyü yolu da yoğun kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

Avanos'ta ise dün akşamdan itibaren aralıklarla devam eden kar yağışı nedeniyle, şehir merkezinin ana arterleri başta olmak üzere, ara yollarda karla kaplandı. Yetkililer tatil trafiğe çıkacak sürücüleri oluşabilecek buzlanmaya karşı uyardı.



- KAR ÇOCUKLARI VE ÇİFTÇİYİ SEVİNDİRDİ-



Ürgüp'te de sabah saatlerinde başlayıp öğlene kadar süren kar yağışı en çok, dün yarı yıl tatiline giren öğrencileri sevindirdi. Kapadokya turları bölgesinde uzun zamandır beklenen kar yağışı, öğrencilerin tatillerinin ilk gününde kendini gösterdi. Karla beyaza bürünen Ürgüp'te, çocuklar ve turistler karın keyfini çıkardı.

Bu arada, uzun bir süredir kar yağışı görülmeyen Hacıbektaş'ta, dün akşam saatlerinden itibaren yağan kar yağışı, bölgede hayatını çiftçilikle sürdüren vatandaşları sevindirdi.



- PERİBACALARI BEYAZA BÜRÜNDÜ-



Kar yağışı, ülkenin balon turları ve peribacaları ile ünlü önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesini beyaza bürüdü. Kar yağışıyla ile birlikte peribacaları beyazlar içinde görülmeye değer manzaralar oluşturdu.

Göreme, Zelve, Ürgüp, Paşabağları, Uçhisar ve Avanos gibi peribacalarının en yoğun olduğu bölgeler, beyaz örtü ile kaplandı. Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağ'ın, günümüzden milyonlarca yıl önce püskürttüğü lavların zaman içinde yağmur, kar ve rüzgarın yanı sıra erozyon ile şekillendirmesiyle oluşan bu eşsiz doğa parçası kar altında bambaşka bir görüntüye kavuştu.

(YCL-TEV-Zİ) - NEVŞEHİR (Anadolu Ajansı)
Kapadokya Beyaza Büründü Tatil Gemi TurlarıHaber Nevşehir ve ilçelerinde etkili olan kar yağışı ulaşımda aksaklıklara neden olurken, beyaza bürünen peribacaları hoş bir görüntü oluşturdu.

Alınan bilgiye göre, Nevşehir il merkezinde metrekareye 6 kilogram kar yağışı düşerken, kar kalınlığı il merkezinde 10 santimetre, yüksek kesimlerde ise 15 santimetre olarak ölçüldü.

Nevşehir kent merkezinde de etkili olan kar yağışı nedeniyle, birçok maddi hasarlı trafik kazası meydana geldi.

Nevşehir?Aksaray karayolunun 30. kilometresi ile Nevşehir-Hacıbektaş karayolunda, yoğun kar yağışı nedeniyle yolda kalan sürücüler, karayolları ekiplerinden yardım talebinde bulundu.

İl Özel İdaresi ve Karayolları ekiplerinin, yol açma ve tuzlama çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi.

Gülşehir'den Nevşehir yönüne giden 50 AV 711 plakalı araç, Açıksaray mevkisinde, buzlanma nedeniyle sürücüsünün kontrolünden çıkıp takla atarak şarampole yuvarlandı. Aracın sürücüsü kazadan yara almadan kurtuldu. Kaza nedeniyle trafiğe kapatılan yol, kaza yapan aracın kurtarıcı yardımıyla çıkartılmasının ardından tekrar ulaşıma açıldı. Gülşehir ilçesine bağlı Alkan köyü yolu da yoğun kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

Avanos'ta ise dün akşamdan itibaren aralıklarla devam eden kar yağışı nedeniyle, şehir merkezinin ana arterleri başta olmak üzere, ara yollarda karla kaplandı. Yetkililer tatil trafiğe çıkacak sürücüleri oluşabilecek buzlanmaya karşı uyardı.



- KAR ÇOCUKLARI VE ÇİFTÇİYİ SEVİNDİRDİ-



Ürgüp'te de sabah saatlerinde başlayıp öğlene kadar süren kar yağışı en çok, dün yarı yıl tatiline giren öğrencileri sevindirdi. Kapadokya turları bölgesinde uzun zamandır beklenen kar yağışı, öğrencilerin tatillerinin ilk gününde kendini gösterdi. Karla beyaza bürünen Ürgüp'te, çocuklar ve turistler karın keyfini çıkardı.

Bu arada, uzun bir süredir kar yağışı görülmeyen Hacıbektaş'ta, dün akşam saatlerinden itibaren yağan kar yağışı, bölgede hayatını çiftçilikle sürdüren vatandaşları sevindirdi.



- PERİBACALARI BEYAZA BÜRÜNDÜ-



Kar yağışı, ülkenin balon turları ve peribacaları ile ünlü önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesini beyaza bürüdü. Kar yağışıyla ile birlikte peribacaları beyazlar içinde görülmeye değer manzaralar oluşturdu.

Göreme, Zelve, Ürgüp, Paşabağları, Uçhisar ve Avanos gibi peribacalarının en yoğun olduğu bölgeler, beyaz örtü ile kaplandı. Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağ'ın, günümüzden milyonlarca yıl önce püskürttüğü lavların zaman içinde yağmur, kar ve rüzgarın yanı sıra erozyon ile şekillendirmesiyle oluşan bu eşsiz doğa parçası kar altında bambaşka bir görüntüye kavuştu.

(YCL-TEV-Zİ) - NEVŞEHİR (Anadolu Ajansı)
Kapadokya Beyaza Büründü Tatil

Gemi Turları Hayatı ucuza getirmenin ilginç yolları

Haber Ankara Ticaret Odası’nın (ATO), “yadigar hanım’ın tasarruf formülleri” araştırmasına göre, dar ve orta gelirliler daha ucuz bir hayat için ilginç formüller üretiyor. Dar gelirli, sinemaya gitmek yerine dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ya da internetten film indiriyor. Sevdiklerine özel günlerinde hediye alması gerektiğinde, kendisine daha önce gelen, beğenmediği ya da ihtiyacı olmadığı için kullanmadığı hediyeyi “hediye” ediyor.

ATO, dar gelirlinin market alışverişinden su tüketimine, kozmetikten sağlığa kadar günlük yaşamında tasarruf için başvurduğu yöntemleri araştırdı. ATO’nun “Yadigar Hanım’ın Tasarruf Formülleri” araştırmasına göre, dar ve orta gelirliler daha ucuz bir hayat için ilginç ve yaratıcı formüller üretiyor. Geçim sıkıntısı nedeniyle sinema, tiyatro, spor, kuaför, giyim-kuşam gibi özel harcamalarını tamamen kesen dar gelirli “Yadigar Hanım” zorunlu harcamalarını da asgariye indirmenin yollarını arıyor.

-SPORUNU PARKLARDA YAPIYOR-

Araştırmaya göre dar gelirler, bpor salonuna gitmek yerine, parklarda ya da yürüyüş parkurlarında sporunu yapıyor. Sinemaya gitmek yerine TV’de dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ya da internetten film indiriyor. Kaset ya da CD satın almak yerine müzik parçalarını da internetten indiriyor. İkinci el ya da korsan kitap okuyor. Gazeteleri internetten takip ediyor. Eğlence mekanlarına gitmek yerine, alışveriş merkezi geziyor.

-EV YAPIMI SELÜLİT KREMİ-

Kişisel bakım ve kozmetikle ilgili “sihirli ve ucuz formüller” kadınlar arasında kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Evde doğal yöntemlerle vücut ve cilt bakımı yapmak, internet sitelerinde dolaşan reçetelerin de yardımıyla yaygınlaşıyor.

“Yadigar Hanım” da, pahalı kozmetik ürünler satın almak yerine badem yağı, zeytinyağı, susam yağı, papatya yağı, salatalık, bal, süt, yumurta, kil gibi bitkisel ve doğal ürünleri kullanarak “selülit kremi”, “yüz maskesi”, “piling” ve “nemlendirici” gibi kozmetik ürünlerini kendisi imal ediyor. Cildini temizlemek için tonik yerine “doğal maden suyu” ya da “gül suyu” kullanıyor. Kuruyan ojesini çöpe atmıyor, içine birkaç damla aseton damlatıp eski haline getiriyor. Kuruyan maskarasını birkaç dakika kaynar suda bekletiyor. Saçını kuaföre boyatmıyor, marketten aldığı boyayla kendisi boyuyor. Fönünü kendisi çekiyor. Saçı düzleştiren ya da bukleler yapan aletler kullanıyor. Manikür-pedikür ve ağda gibi kişisel bakımlar için güzellik salonuna gitmek yerine evde kendisi yapıyor. Orijinal parfüm yerine açık parfüm tüketiyor.

-KENDİ İŞİNİ KENDİN YAP-

Bozulan musluk için tamirci çağırmıyor, kendisi tamir ediyor. Evini kendisi boyuyor. Otomobilini kendisi yıkıyor. Ayakkabılarını kendisi boyuyor. Kazak, atkı, bere, şal gibi giysi ve aksesuarlarını kendisi örüyor. Turşu, salça, reçel gibi yiyecekleri marketten almak yerine kendisi yapıyor. Sütü kapıdan satın alıp yoğurdunu kendisini yapıyor. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi sağlık sorunlarında doktora gitmek yerine bitki çaylarıyla, şifalı otlarla ya da ucuz ve bilindik ilaçlarla kendi kendini tedavi ediyor.

-HEDİYEYİ HEDİYE EDİYOR-

Sevdiklerine özel günlerinde hediye alması gerektiğinde, kendisine daha önce gelen beğenmediği ya da ihtiyacı olmadığı için kullanmadığı hediyeyi “hediye” ediyor. Kendisine gelen hediyelerin ambalajlarını atmayıp yeniden kullanıyor. Para verip hediye almak yerine kendi ördüğü kazak, atkı, bere gibi giysi ve aksesuarları hediye ediyor.

-ALIŞVERİŞE LİSTESİZ ÇIKMIYOR-

Alışverişte satış fiyatları sabit olan mağazalar yerine “pazarlık” yapabileceği dükkanları tercih ediyor. İhtiyacı dışında mal satın almamak için, alışverişe elinde “liste” ile çıkıyor. Giysilerini sezon sonunda indirimli olarak satın alıyor. Markalı giyim firmalarının indirimli, defolu ya da seri sonu ürünler sattıkları “outlet” mağazaları tercih ediyor. Pahalı markaların ikinci el ürünlerini satan butiklere yöneliyor. Kiloyla kumaş alıp giysilerini terziye diktiriyor. Daha ucuz giysi, elektronik eşya ya da kitap satan sitelerden alışveriş yapıyor. Giysi, eşofman, çanta, ayakkabı, gözlük, saat gibi ürünlerin markalı olanları yerine “çakma” olarak tabir edilen sahtelerini satın alıyor. Modası geçen giysilerini terziye verip modelini değiştiriyor. Eskiyen ya da modası geçen ayakkabılarını ve çantalarını yeniletiyor. İç çamaşırı ve çorabın ucuzunu satın alıyor. Eşinin, kışlık gömleğinin yıpranan kollarını kesip yazlık gömleğe, pantolonun paçasını kesip şorta dönüştürüyor. Gömleklerin yıpranmış yakalarını söküp ters çeviriyor. Büyük çocuğunun küçük gelen giysilerini diğer çocuklarına giydiriyor. Mutfak eşyalarını züccaciye yerine Uzakdoğu malları satan ucuz dükkanlardan alıyor. Buzdolabı, çamaşır makinası, bilgisayar gibi dayanıklı tüketim malları ya da elektronik eşyaları satın almadan önce “en ucuz” ürünlerin nerelerde satıldığını gösteren internet sitelerinde araştırma yapıyor. Yeni mobilya almak yerine eski mobilyasına kılıf diktiriyor. Ahşap mobilyasını boya-cila yaptırıyor.

-FİYAT ARAŞTIRMASI YAPIYOR-

Posta kutusuna bırakılan broşürleri inceleyerek en ucuz marketleri tespit ediyor. Marketlerde, ürünlerin indirimli satıldığı halk günlerini takip ediyor. Marketlerin indirim sağlayan ya da para puan biriktiren kartlarını kullanıyor. Daha ucuz olduğu için market markalı ürünlere yöneliyor. Tuvalet kağıdı, peçete, kağıt havlu, deterjan gibi çok tüketilen ürünlerin en ucuzunu tercih ediyor. Çay, şeker, tuz gibi çok tüketilen ürünlerde küçük ambalajlar yerine birim maliyeti daha ucuz olan büyük ambalajlı ürünleri tercih ediyor. Küp şeker yerine toz şeker, zeytinyağı yerine ayçiçeği yağı, damacana su yerine çeşme suyu, limon yerine limon tuzu kullanıyor. Kalıp peynir yerine daha ucuz olan kırık peyniri, kırık ya da çatlak yumurtayı, kırık pirinci tercih ediyor. Raf ömrü dolmak üzere olan tavuk, süt, yoğurt, salça, ketçap, meyve suyu, bisküvi gibi ürünleri yarı fiyatına satan marketlere gidiyor. Çocuğuna pirinç unundan mama yapıyor. Sıvıyağ, deterjan, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı gibi ürünleri indirime girdiklerinde fazlaca alıp “stok” yapıyor. Makarna, mercimek, pirinç, kuru fasulye, nohut, şampuan, deterjan ve temizlik için kullanılan diğer sıvıları marketlerden almak yerine kilo ile satılan açık ürünlere yöneliyor. Sebze-meyve ve kahvaltılık alışverişini semt pazarlarından, fiyatların düşmeye başladığı akşam saatlerinde yapıyor. Kışın pahalı sebze yememek için, yazın semt pazarından uygun fiyatla satın aldığı biber, patlıcan, fasulye, domates gibi sebzeleri kurutarak, dondurarak ya da konserve yaparak kışlık yiyecek hazırlıyor. Daha ucuz olduğu için bayat ekmek ya da belediyenin “halk ekmek” büfesinden ucuz ekmek alıyor. Kasaplarda “çorbalık” diye satılan, etleri sıyrılmış kemikleri çok ucuza satın alıp, çorba çapıyor. Kırmızı et yerine sakatatı ya da tavuk etini tercih ediyor. Bayat ekmekten tatlı ya da köfte yapıyor. Sağlığını riske atarak kızartma yağını birkaç kez kullanıyor. Zorunlu olmadıkça dışarıda yemek yemiyor. Mecbur kalırsa dö tatil ner ve köfte gibi “ekmek arası” yiyecekleri tercih ediyor. İş yerinde yemek çıkmıyorsa, öğlen öğününde evinden getirdiği yemekleri yiyor. Dışarıda ya da işyerinde çay ile birlikte gelen şekerleri biriktirip evine götürüyor.

-BOŞ ODALARIN PETEĞİNİ KAPATIYOR-

Kışın ısınma masrafları aile bütçelerine ek yük getiriyor. Isınma masraflarını en aza indirmek isteyen “Yadigar Hanım” da yaygın yöntemlere başvuruyor. Ev alırken ya da kiralarken daha iyi ısınan ara katları tercih ediyor. Ön ödemeli doğalgazını yaz aylarında satın alıyor. Sadece kullandığı odaları ısıtıyor. Kullanılmayan odaların kalorifer peteğini kapatıyor. İşe giderken kombiyi kapatıyor ya da en düşük ısıda çalıştırıyor. Isınmak için kombinin derecesini yükseltmek yerine bir kazak fazladan giyiyor. Isı kaybını önlemek için evin pencerelerini naylonla kaplıyor. Kapı kenarlarına sünger geçiyor.

-SON PARÇALARI ÜTÜNÜN KENDİ ISISI İLE ÜTÜLÜYOR-

Elektrik ve su faturaları da aile bütçesinde önemli yer tutuyor. “Yadigar Hanım”, elektrik ve su faturalarını hafifletmenin çeşitli yollarını deniyor. Beyaz eşya alırken az enerji tüketen ürünleri tercih ediyor. Bulaşık ve çamaşır makinasını tamamen dolmadan çalıştırmıyor. Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine ılık su kullanıyor. Çift haneli rezervuar ya da stoplu rezervuar taktırıyor. Su tüketimi azaltmak için rezervuara, su dolu 1.5 litrelik pet şişe yerleştiriyor. Sebze ve meyveleri akan suyun altında yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkıyor. Sebze-meyve yıkadığı suyu dökmüyor, çiçekleri suluyor. Duş başlığını suyu daha iyi püskürten ekonomik duş başlıklarıyla değiştiriyor. Duşta kalma süresini kısaltıyor. Musluktan sıcak su gelinceye kadar akan soğuk suyu bir kapta biriktirerek daha sonra kullanıyor. Balkonunu hortumla yıkamıyor, tas ile su dökerek yıkıyor ya da paspasla temizliyor. Çamaşır makinasının durulama suyu ile balkon yıkıyor, yerleri siliyor. Diş fırçalarken, banyoda sabunlanırken musluğu kapatıyor. Yazın balkonda güneşin ısısıyla su ısıtıyor. En çok elektrik tüketen cihazlardan biri olduğu için ütü kullanımına dikkat ediyor. Mümkün olduğu kadar çamaşırlarını toplu olarak ve nemli iken ütülemeye çalışıyor. Ütülenecek çamaşırların bitimine birkaç parça kalınca fişi prizden çekiyor, son parçaları ütünün kendi ısısı ile ütülüyor. Fırında birkaç yiyeceği aynı anda pişirmeye çalışıyor. Daha hızlı pişirdiği için düdüklü tencereyi tercih ediyor. Saç kurutma makinasını çalıştırmadan önce havlu ile saçlarını kuruluyor. Evin, oturma odası, salon ve mutfak gibi bölümlerinde floresan ya da tasarruflu ampul kullanıyor. Salonda avizeden vazgeçiyor. Koridor, tuvalet gibi bölümlerde düşük vatlı ampuller kullanıyor. Televizyon izlerken ya da odadan çıkarken ışığı söndürüyor. Stand-by konumunda da elektrik tüketen televizyon, bilgisayar gibi elektrikli cihazların fişlerini prizden çekiyor.

-TEMİZLİKTE TASARRUF-

Biriktirdiği küçülmüş sabunları kurutup rendeleyerek temizlikte kullanıyor. Diğer temizlik maddelerine göre daha ucuz olan arap sabununu tercih ediyor. Eskiyen tişört, atlet, havlu ve çarşaflardan toz bezi yapıyor. Bulaşıkları yıkamadan önce kaba kirini çöpe iyice sıyırıyor ya da bir kabın içerisine doldurduğu suyla “kabasını alıyor”. Bulaşık makinası tuzu yerine marketlerde satılan ve turşu yapımında kullanılan kalın tuzu, parlatıcı yerine sirke, deterjan yerine arap sabunu kullanıyor.

-TELEFON YERİNE MSN-

İletişim masrafları da ailelerin bütçelerinde önemli yer tutuyor. “Yadigar Hanım”, iletişim masraflarını düşürmek için teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıyor. İkinci el cep telefonu alıyor. Gerekmedikçe telefonla konuşmuyor, konuşmak zorunda kalırsa sohbeti kısa tutuyor. Faturalı hat yerine ön ödemeli hat kullanıyor. Faturaları hattı bulunan tanıdığını aramak yerine “Beni ara” anlamında çağrı yapıyor. Faturalı hat kullanıyorsa en hesaplı tarifeyi seçiyor. Sabit telefon kullanıyorsa, aramalarını indirimli saatlerde yapıyor. Telefon etmek yerine mesaj ya da mail gönderiyor. Özellikle Yurtdışı turları görüşmelerinde, internet üzerinden hizmet veren MSN ve Skype gibi ücretsiz ve görüntülü iletişim kanallarını kullanıyor. Bilinmeyen numaralar için özel hatları aramak yerine, internete başvuruyor.

-TABANA KUVVET-

Artan benzin fiyatları, otomobili olan vatandaşları tasarrufa zorluyor. Otomobilini zorunlu olmadıkça kullanmayan “Yadigar Hanım”, ulaşım için farklı alternatifler geliştiriyor. Trafiğin daha rahat olduğu bir kentte yaşıyorsa, ulaşımda otomobil yerine mobilet ya da bisikleti tercih ediyor. İşyerine yürüme mesafesinde olan yerlerde ev tutmaya çalışıyor. İşe otomobille gitmek yerine yürüyerek gidiyor. İşyeri ile evi arasındaki mesafe uzunsa, işyerinin yakınından arabası ile geçen arkadaşlarıyla gidip geliyor. İşyerinin servisi varsa, otomobilini kullanmıyor. Otomobil yerine toplu taşıma araçlarına biniyor. Alışveriş için yürüme mesafesindeki mağazaları tercih ediyor. Büyük marketlerin ücretsiz müşteri servislerinden yararlanıyor. Kendi otomobilini kullanacaksa mümkün olan en kısa yoldan gitmeye çalışıyor. Benzine ve mazota göre daha ucuz olduğu için aracına LPG tüpü taktırıyor. Sıcak havalarda klimayı çalıştırmak yerine camları açarak serinliyor. Kışın motorun ısısıyla otomobilini ısıtıyor. Gece taksiye binmek zorunda kalırsa, gündüz tarifesi için pazarlık yapıyor. Otomobil için parça lazım olduğunda orijinali yerine çıkma parçaları tercih ediyor. Otomobilin lastiğini değiştirmek yerine kaplatıyor. Uçakla seyahat etmesi gerekiyorsa biletini günler öncesinden satın alarak erken rezervasyon indirimlerinden yararlanıyor.

-TATİLİN DE UCUZUNU BULUYOR-

Tatilde otel ya da pansiyonda kalmak yerine eş-dostun yazlığında tatil yapıyor. Yazlığı olan tanıdığı yoksa Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim gibi fiyatların daha uygun olduğu aylarda tatile çıkıyor. Ucuz olduğu için tatil rezervasyonunu aylar öncesinden ya da yurt dışı üzerinden yaptırıyor.

-DEVLET OKULUNU TERCİH EDİYOR -

Çocuğunu özel okul yerine devlet okuluna gönderiyor. Okul harçlığı veremediği zaman “beslenme çantası” hazırlıyor. Okul kitaplarını, bir üst sınıfa geçen öğrencilerden temin ediyor ya da ikinci el kitap ders kitabı satın alıyor. Defterleri kiloyla alıyor.

-ATO BAŞKANI AYGÜN: “EKONOMİK SIKINTILAR DAR GELİRLİ VATANDAŞLARI BİRER MUCİDE DÖNÜŞTÜRDÜ”

ATO Başkanı Sinan Aygün, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, ekonomik sıkıntıların dar gelirli vatandaşları birer mucide dönüştürdüğünü belirterek, “Ekonomik sıkıntılar milletimizin yaratıcı zekâsını harekete geçiriyor. Vatandaş, geçinmek için şaşırtıcı yollara başvuruyor” dedi. Türkiye’de peş peşe yaşanan ekonomik krizlerin dar ve orta gelirli vatandaşın “tasarruf refleksini” geliştirdiğini vurgulayan Aygün, şunları kaydetti:

“O kadar çok ekonomik kriz yaşadık ki artık bağışıklık kazandık. Kriz kokusunu alınca tasarruf reflekslerimiz hemen devreye giriyor. Dişimizden tırnağımızdan artırıp krizi kazasız belasız atlatmanın bir yolunu buluyoruz.”

ANKA
Hayatı ucuza getirmenin ilginç yolları Tatil Gemi TurlarıHaber Ankara Ticaret Odası’nın (ATO), “yadigar hanım’ın tasarruf formülleri” araştırmasına göre, dar ve orta gelirliler daha ucuz bir hayat için ilginç formüller üretiyor. Dar gelirli, sinemaya gitmek yerine dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ya da internetten film indiriyor. Sevdiklerine özel günlerinde hediye alması gerektiğinde, kendisine daha önce gelen, beğenmediği ya da ihtiyacı olmadığı için kullanmadığı hediyeyi “hediye” ediyor.

ATO, dar gelirlinin market alışverişinden su tüketimine, kozmetikten sağlığa kadar günlük yaşamında tasarruf için başvurduğu yöntemleri araştırdı. ATO’nun “Yadigar Hanım’ın Tasarruf Formülleri” araştırmasına göre, dar ve orta gelirliler daha ucuz bir hayat için ilginç ve yaratıcı formüller üretiyor. Geçim sıkıntısı nedeniyle sinema, tiyatro, spor, kuaför, giyim-kuşam gibi özel harcamalarını tamamen kesen dar gelirli “Yadigar Hanım” zorunlu harcamalarını da asgariye indirmenin yollarını arıyor.

-SPORUNU PARKLARDA YAPIYOR-

Araştırmaya göre dar gelirler, bpor salonuna gitmek yerine, parklarda ya da yürüyüş parkurlarında sporunu yapıyor. Sinemaya gitmek yerine TV’de dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ya da internetten film indiriyor. Kaset ya da CD satın almak yerine müzik parçalarını da internetten indiriyor. İkinci el ya da korsan kitap okuyor. Gazeteleri internetten takip ediyor. Eğlence mekanlarına gitmek yerine, alışveriş merkezi geziyor.

-EV YAPIMI SELÜLİT KREMİ-

Kişisel bakım ve kozmetikle ilgili “sihirli ve ucuz formüller” kadınlar arasında kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Evde doğal yöntemlerle vücut ve cilt bakımı yapmak, internet sitelerinde dolaşan reçetelerin de yardımıyla yaygınlaşıyor.

“Yadigar Hanım” da, pahalı kozmetik ürünler satın almak yerine badem yağı, zeytinyağı, susam yağı, papatya yağı, salatalık, bal, süt, yumurta, kil gibi bitkisel ve doğal ürünleri kullanarak “selülit kremi”, “yüz maskesi”, “piling” ve “nemlendirici” gibi kozmetik ürünlerini kendisi imal ediyor. Cildini temizlemek için tonik yerine “doğal maden suyu” ya da “gül suyu” kullanıyor. Kuruyan ojesini çöpe atmıyor, içine birkaç damla aseton damlatıp eski haline getiriyor. Kuruyan maskarasını birkaç dakika kaynar suda bekletiyor. Saçını kuaföre boyatmıyor, marketten aldığı boyayla kendisi boyuyor. Fönünü kendisi çekiyor. Saçı düzleştiren ya da bukleler yapan aletler kullanıyor. Manikür-pedikür ve ağda gibi kişisel bakımlar için güzellik salonuna gitmek yerine evde kendisi yapıyor. Orijinal parfüm yerine açık parfüm tüketiyor.

-KENDİ İŞİNİ KENDİN YAP-

Bozulan musluk için tamirci çağırmıyor, kendisi tamir ediyor. Evini kendisi boyuyor. Otomobilini kendisi yıkıyor. Ayakkabılarını kendisi boyuyor. Kazak, atkı, bere, şal gibi giysi ve aksesuarlarını kendisi örüyor. Turşu, salça, reçel gibi yiyecekleri marketten almak yerine kendisi yapıyor. Sütü kapıdan satın alıp yoğurdunu kendisini yapıyor. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi sağlık sorunlarında doktora gitmek yerine bitki çaylarıyla, şifalı otlarla ya da ucuz ve bilindik ilaçlarla kendi kendini tedavi ediyor.

-HEDİYEYİ HEDİYE EDİYOR-

Sevdiklerine özel günlerinde hediye alması gerektiğinde, kendisine daha önce gelen beğenmediği ya da ihtiyacı olmadığı için kullanmadığı hediyeyi “hediye” ediyor. Kendisine gelen hediyelerin ambalajlarını atmayıp yeniden kullanıyor. Para verip hediye almak yerine kendi ördüğü kazak, atkı, bere gibi giysi ve aksesuarları hediye ediyor.

-ALIŞVERİŞE LİSTESİZ ÇIKMIYOR-

Alışverişte satış fiyatları sabit olan mağazalar yerine “pazarlık” yapabileceği dükkanları tercih ediyor. İhtiyacı dışında mal satın almamak için, alışverişe elinde “liste” ile çıkıyor. Giysilerini sezon sonunda indirimli olarak satın alıyor. Markalı giyim firmalarının indirimli, defolu ya da seri sonu ürünler sattıkları “outlet” mağazaları tercih ediyor. Pahalı markaların ikinci el ürünlerini satan butiklere yöneliyor. Kiloyla kumaş alıp giysilerini terziye diktiriyor. Daha ucuz giysi, elektronik eşya ya da kitap satan sitelerden alışveriş yapıyor. Giysi, eşofman, çanta, ayakkabı, gözlük, saat gibi ürünlerin markalı olanları yerine “çakma” olarak tabir edilen sahtelerini satın alıyor. Modası geçen giysilerini terziye verip modelini değiştiriyor. Eskiyen ya da modası geçen ayakkabılarını ve çantalarını yeniletiyor. İç çamaşırı ve çorabın ucuzunu satın alıyor. Eşinin, kışlık gömleğinin yıpranan kollarını kesip yazlık gömleğe, pantolonun paçasını kesip şorta dönüştürüyor. Gömleklerin yıpranmış yakalarını söküp ters çeviriyor. Büyük çocuğunun küçük gelen giysilerini diğer çocuklarına giydiriyor. Mutfak eşyalarını züccaciye yerine Uzakdoğu malları satan ucuz dükkanlardan alıyor. Buzdolabı, çamaşır makinası, bilgisayar gibi dayanıklı tüketim malları ya da elektronik eşyaları satın almadan önce “en ucuz” ürünlerin nerelerde satıldığını gösteren internet sitelerinde araştırma yapıyor. Yeni mobilya almak yerine eski mobilyasına kılıf diktiriyor. Ahşap mobilyasını boya-cila yaptırıyor.

-FİYAT ARAŞTIRMASI YAPIYOR-

Posta kutusuna bırakılan broşürleri inceleyerek en ucuz marketleri tespit ediyor. Marketlerde, ürünlerin indirimli satıldığı halk günlerini takip ediyor. Marketlerin indirim sağlayan ya da para puan biriktiren kartlarını kullanıyor. Daha ucuz olduğu için market markalı ürünlere yöneliyor. Tuvalet kağıdı, peçete, kağıt havlu, deterjan gibi çok tüketilen ürünlerin en ucuzunu tercih ediyor. Çay, şeker, tuz gibi çok tüketilen ürünlerde küçük ambalajlar yerine birim maliyeti daha ucuz olan büyük ambalajlı ürünleri tercih ediyor. Küp şeker yerine toz şeker, zeytinyağı yerine ayçiçeği yağı, damacana su yerine çeşme suyu, limon yerine limon tuzu kullanıyor. Kalıp peynir yerine daha ucuz olan kırık peyniri, kırık ya da çatlak yumurtayı, kırık pirinci tercih ediyor. Raf ömrü dolmak üzere olan tavuk, süt, yoğurt, salça, ketçap, meyve suyu, bisküvi gibi ürünleri yarı fiyatına satan marketlere gidiyor. Çocuğuna pirinç unundan mama yapıyor. Sıvıyağ, deterjan, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı gibi ürünleri indirime girdiklerinde fazlaca alıp “stok” yapıyor. Makarna, mercimek, pirinç, kuru fasulye, nohut, şampuan, deterjan ve temizlik için kullanılan diğer sıvıları marketlerden almak yerine kilo ile satılan açık ürünlere yöneliyor. Sebze-meyve ve kahvaltılık alışverişini semt pazarlarından, fiyatların düşmeye başladığı akşam saatlerinde yapıyor. Kışın pahalı sebze yememek için, yazın semt pazarından uygun fiyatla satın aldığı biber, patlıcan, fasulye, domates gibi sebzeleri kurutarak, dondurarak ya da konserve yaparak kışlık yiyecek hazırlıyor. Daha ucuz olduğu için bayat ekmek ya da belediyenin “halk ekmek” büfesinden ucuz ekmek alıyor. Kasaplarda “çorbalık” diye satılan, etleri sıyrılmış kemikleri çok ucuza satın alıp, çorba çapıyor. Kırmızı et yerine sakatatı ya da tavuk etini tercih ediyor. Bayat ekmekten tatlı ya da köfte yapıyor. Sağlığını riske atarak kızartma yağını birkaç kez kullanıyor. Zorunlu olmadıkça dışarıda yemek yemiyor. Mecbur kalırsa dö tatil ner ve köfte gibi “ekmek arası” yiyecekleri tercih ediyor. İş yerinde yemek çıkmıyorsa, öğlen öğününde evinden getirdiği yemekleri yiyor. Dışarıda ya da işyerinde çay ile birlikte gelen şekerleri biriktirip evine götürüyor.

-BOŞ ODALARIN PETEĞİNİ KAPATIYOR-

Kışın ısınma masrafları aile bütçelerine ek yük getiriyor. Isınma masraflarını en aza indirmek isteyen “Yadigar Hanım” da yaygın yöntemlere başvuruyor. Ev alırken ya da kiralarken daha iyi ısınan ara katları tercih ediyor. Ön ödemeli doğalgazını yaz aylarında satın alıyor. Sadece kullandığı odaları ısıtıyor. Kullanılmayan odaların kalorifer peteğini kapatıyor. İşe giderken kombiyi kapatıyor ya da en düşük ısıda çalıştırıyor. Isınmak için kombinin derecesini yükseltmek yerine bir kazak fazladan giyiyor. Isı kaybını önlemek için evin pencerelerini naylonla kaplıyor. Kapı kenarlarına sünger geçiyor.

-SON PARÇALARI ÜTÜNÜN KENDİ ISISI İLE ÜTÜLÜYOR-

Elektrik ve su faturaları da aile bütçesinde önemli yer tutuyor. “Yadigar Hanım”, elektrik ve su faturalarını hafifletmenin çeşitli yollarını deniyor. Beyaz eşya alırken az enerji tüketen ürünleri tercih ediyor. Bulaşık ve çamaşır makinasını tamamen dolmadan çalıştırmıyor. Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine ılık su kullanıyor. Çift haneli rezervuar ya da stoplu rezervuar taktırıyor. Su tüketimi azaltmak için rezervuara, su dolu 1.5 litrelik pet şişe yerleştiriyor. Sebze ve meyveleri akan suyun altında yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkıyor. Sebze-meyve yıkadığı suyu dökmüyor, çiçekleri suluyor. Duş başlığını suyu daha iyi püskürten ekonomik duş başlıklarıyla değiştiriyor. Duşta kalma süresini kısaltıyor. Musluktan sıcak su gelinceye kadar akan soğuk suyu bir kapta biriktirerek daha sonra kullanıyor. Balkonunu hortumla yıkamıyor, tas ile su dökerek yıkıyor ya da paspasla temizliyor. Çamaşır makinasının durulama suyu ile balkon yıkıyor, yerleri siliyor. Diş fırçalarken, banyoda sabunlanırken musluğu kapatıyor. Yazın balkonda güneşin ısısıyla su ısıtıyor. En çok elektrik tüketen cihazlardan biri olduğu için ütü kullanımına dikkat ediyor. Mümkün olduğu kadar çamaşırlarını toplu olarak ve nemli iken ütülemeye çalışıyor. Ütülenecek çamaşırların bitimine birkaç parça kalınca fişi prizden çekiyor, son parçaları ütünün kendi ısısı ile ütülüyor. Fırında birkaç yiyeceği aynı anda pişirmeye çalışıyor. Daha hızlı pişirdiği için düdüklü tencereyi tercih ediyor. Saç kurutma makinasını çalıştırmadan önce havlu ile saçlarını kuruluyor. Evin, oturma odası, salon ve mutfak gibi bölümlerinde floresan ya da tasarruflu ampul kullanıyor. Salonda avizeden vazgeçiyor. Koridor, tuvalet gibi bölümlerde düşük vatlı ampuller kullanıyor. Televizyon izlerken ya da odadan çıkarken ışığı söndürüyor. Stand-by konumunda da elektrik tüketen televizyon, bilgisayar gibi elektrikli cihazların fişlerini prizden çekiyor.

-TEMİZLİKTE TASARRUF-

Biriktirdiği küçülmüş sabunları kurutup rendeleyerek temizlikte kullanıyor. Diğer temizlik maddelerine göre daha ucuz olan arap sabununu tercih ediyor. Eskiyen tişört, atlet, havlu ve çarşaflardan toz bezi yapıyor. Bulaşıkları yıkamadan önce kaba kirini çöpe iyice sıyırıyor ya da bir kabın içerisine doldurduğu suyla “kabasını alıyor”. Bulaşık makinası tuzu yerine marketlerde satılan ve turşu yapımında kullanılan kalın tuzu, parlatıcı yerine sirke, deterjan yerine arap sabunu kullanıyor.

-TELEFON YERİNE MSN-

İletişim masrafları da ailelerin bütçelerinde önemli yer tutuyor. “Yadigar Hanım”, iletişim masraflarını düşürmek için teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıyor. İkinci el cep telefonu alıyor. Gerekmedikçe telefonla konuşmuyor, konuşmak zorunda kalırsa sohbeti kısa tutuyor. Faturalı hat yerine ön ödemeli hat kullanıyor. Faturaları hattı bulunan tanıdığını aramak yerine “Beni ara” anlamında çağrı yapıyor. Faturalı hat kullanıyorsa en hesaplı tarifeyi seçiyor. Sabit telefon kullanıyorsa, aramalarını indirimli saatlerde yapıyor. Telefon etmek yerine mesaj ya da mail gönderiyor. Özellikle Yurtdışı turları görüşmelerinde, internet üzerinden hizmet veren MSN ve Skype gibi ücretsiz ve görüntülü iletişim kanallarını kullanıyor. Bilinmeyen numaralar için özel hatları aramak yerine, internete başvuruyor.

-TABANA KUVVET-

Artan benzin fiyatları, otomobili olan vatandaşları tasarrufa zorluyor. Otomobilini zorunlu olmadıkça kullanmayan “Yadigar Hanım”, ulaşım için farklı alternatifler geliştiriyor. Trafiğin daha rahat olduğu bir kentte yaşıyorsa, ulaşımda otomobil yerine mobilet ya da bisikleti tercih ediyor. İşyerine yürüme mesafesinde olan yerlerde ev tutmaya çalışıyor. İşe otomobille gitmek yerine yürüyerek gidiyor. İşyeri ile evi arasındaki mesafe uzunsa, işyerinin yakınından arabası ile geçen arkadaşlarıyla gidip geliyor. İşyerinin servisi varsa, otomobilini kullanmıyor. Otomobil yerine toplu taşıma araçlarına biniyor. Alışveriş için yürüme mesafesindeki mağazaları tercih ediyor. Büyük marketlerin ücretsiz müşteri servislerinden yararlanıyor. Kendi otomobilini kullanacaksa mümkün olan en kısa yoldan gitmeye çalışıyor. Benzine ve mazota göre daha ucuz olduğu için aracına LPG tüpü taktırıyor. Sıcak havalarda klimayı çalıştırmak yerine camları açarak serinliyor. Kışın motorun ısısıyla otomobilini ısıtıyor. Gece taksiye binmek zorunda kalırsa, gündüz tarifesi için pazarlık yapıyor. Otomobil için parça lazım olduğunda orijinali yerine çıkma parçaları tercih ediyor. Otomobilin lastiğini değiştirmek yerine kaplatıyor. Uçakla seyahat etmesi gerekiyorsa biletini günler öncesinden satın alarak erken rezervasyon indirimlerinden yararlanıyor.

-TATİLİN DE UCUZUNU BULUYOR-

Tatilde otel ya da pansiyonda kalmak yerine eş-dostun yazlığında tatil yapıyor. Yazlığı olan tanıdığı yoksa Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim gibi fiyatların daha uygun olduğu aylarda tatile çıkıyor. Ucuz olduğu için tatil rezervasyonunu aylar öncesinden ya da yurt dışı üzerinden yaptırıyor.

-DEVLET OKULUNU TERCİH EDİYOR -

Çocuğunu özel okul yerine devlet okuluna gönderiyor. Okul harçlığı veremediği zaman “beslenme çantası” hazırlıyor. Okul kitaplarını, bir üst sınıfa geçen öğrencilerden temin ediyor ya da ikinci el kitap ders kitabı satın alıyor. Defterleri kiloyla alıyor.

-ATO BAŞKANI AYGÜN: “EKONOMİK SIKINTILAR DAR GELİRLİ VATANDAŞLARI BİRER MUCİDE DÖNÜŞTÜRDÜ”

ATO Başkanı Sinan Aygün, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, ekonomik sıkıntıların dar gelirli vatandaşları birer mucide dönüştürdüğünü belirterek, “Ekonomik sıkıntılar milletimizin yaratıcı zekâsını harekete geçiriyor. Vatandaş, geçinmek için şaşırtıcı yollara başvuruyor” dedi. Türkiye’de peş peşe yaşanan ekonomik krizlerin dar ve orta gelirli vatandaşın “tasarruf refleksini” geliştirdiğini vurgulayan Aygün, şunları kaydetti:

“O kadar çok ekonomik kriz yaşadık ki artık bağışıklık kazandık. Kriz kokusunu alınca tasarruf reflekslerimiz hemen devreye giriyor. Dişimizden tırnağımızdan artırıp krizi kazasız belasız atlatmanın bir yolunu buluyoruz.”

ANKA
Hayatı ucuza getirmenin ilginç yolları Tatil

Gemi Turları Nilüfer den Sigarayı Bırakan Personele Tatil

Haber Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle organize edilen ve Konak Kültürevi’nde yapılan seminerde, Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esra Kuntuzaslan, sigaranın insana verdiği zararlar ve sigarayı bırakmanın yolları hakkında bilgi verdi. Nilüfer Belediye çalışanlarının ilgi gösterdiği eğitimde Türkiye’de 17 milyon sigara içicisi olduğunu belirten Kuntuzaslan, “Yılda 100 bin kişi sigaraya bağlı hastalıklar yüzünden ölüyor. Sigara şu anda dünyada en öldürücü toplumsal zehirlenme sebebi. Türkiye’de bugün sigaraya başlama yaşı 11.9’a inmiş durumda. Çünkü Avrupa’da en ucuz sigara Türkiye’de” dedi.Sigaranın sağlığa olduğu gibi bütçeye de büyük zararı olduğunu söyleyen Kuntuzaslan, “Günde bir paket sigara için, bir insan 12 yılda sıfır bir otomobil, 20-25 yıl arasında ise bir ev alabilecek parayı kendisini zehirlemeye harcıyor. Sigaranın bir tanesi de, bir paketi de aynı zehri vücuda işliyor. Sigara vücutta her organı olumsuz yönde etkiliyor. Akciğer kanserinin yüzde 90’ı, kalp krizinin yüzde 80’i sigaranın zararlarından kaynaklanır. Sig tatil aranın içinde arsenik, metan on, böcek ilacı, karbon monoksit, katminyum, siyanür, bütan gaz, aseton, naftalin ve amonyak var. Bunların hepsi bir tek sigaranın içinde var. Bunu günde 20 tane içtiğinizi ve 20 yıl içtiğinizi düşünün. Vücutta her türlü hastalığı yapar” diye konuştu.Sigarayı bırakmanın tek yolunun güçlü bir irade olduğunu söyleyen Kuntuzaslan, “Sağlıklı bir toplum için herkes önce kendi sağlığını, sonra eşinin ve çocuğunun sağlığını düşünmeli. Sigaranın bu kadar zararlarını bilerek kendi paramızla kendimizi zehirlemeyelim. Sigarayı bırakmak kolaydır. Zor olan bir daha sigaraya başlamamaktır. Sigarayı bırakırken bir hekimden destek almak çok önemlidir” dedi.Prof. Dr. Esra Kuntuzaslan’a verdiği bilgiler için teşekkür eden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, sigarayı bırakmak isteyen personele her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Bozbey, sigarayı bırakmak isteyen personele hekim desteği konusunda da yardımcı olacaklarını vurgulayarak, sigarayı bırakan personeli tatil, altın gibi hediyelerle ödüllendireceğini sözlerine ekledi.
Nilüfer’den Sigarayı Bırakan Personele Tatil Tatil Gemi TurlarıHaber Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle organize edilen ve Konak Kültürevi’nde yapılan seminerde, Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esra Kuntuzaslan, sigaranın insana verdiği zararlar ve sigarayı bırakmanın yolları hakkında bilgi verdi. Nilüfer Belediye çalışanlarının ilgi gösterdiği eğitimde Türkiye’de 17 milyon sigara içicisi olduğunu belirten Kuntuzaslan, “Yılda 100 bin kişi sigaraya bağlı hastalıklar yüzünden ölüyor. Sigara şu anda dünyada en öldürücü toplumsal zehirlenme sebebi. Türkiye’de bugün sigaraya başlama yaşı 11.9’a inmiş durumda. Çünkü Avrupa’da en ucuz sigara Türkiye’de” dedi.Sigaranın sağlığa olduğu gibi bütçeye de büyük zararı olduğunu söyleyen Kuntuzaslan, “Günde bir paket sigara için, bir insan 12 yılda sıfır bir otomobil, 20-25 yıl arasında ise bir ev alabilecek parayı kendisini zehirlemeye harcıyor. Sigaranın bir tanesi de, bir paketi de aynı zehri vücuda işliyor. Sigara vücutta her organı olumsuz yönde etkiliyor. Akciğer kanserinin yüzde 90’ı, kalp krizinin yüzde 80’i sigaranın zararlarından kaynaklanır. Sig tatil aranın içinde arsenik, metan on, böcek ilacı, karbon monoksit, katminyum, siyanür, bütan gaz, aseton, naftalin ve amonyak var. Bunların hepsi bir tek sigaranın içinde var. Bunu günde 20 tane içtiğinizi ve 20 yıl içtiğinizi düşünün. Vücutta her türlü hastalığı yapar” diye konuştu.Sigarayı bırakmanın tek yolunun güçlü bir irade olduğunu söyleyen Kuntuzaslan, “Sağlıklı bir toplum için herkes önce kendi sağlığını, sonra eşinin ve çocuğunun sağlığını düşünmeli. Sigaranın bu kadar zararlarını bilerek kendi paramızla kendimizi zehirlemeyelim. Sigarayı bırakmak kolaydır. Zor olan bir daha sigaraya başlamamaktır. Sigarayı bırakırken bir hekimden destek almak çok önemlidir” dedi.Prof. Dr. Esra Kuntuzaslan’a verdiği bilgiler için teşekkür eden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, sigarayı bırakmak isteyen personele her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Bozbey, sigarayı bırakmak isteyen personele hekim desteği konusunda da yardımcı olacaklarını vurgulayarak, sigarayı bırakan personeli tatil, altın gibi hediyelerle ödüllendireceğini sözlerine ekledi.
Nilüfer’den Sigarayı Bırakan Personele Tatil Tatil

Gemi Turları Erken davranan yurtdışı tatilini ucuza getirecek!

Haber Kampanya ile bayram tatili turları şimdiden satışa çıktı. Sezonda kişi başı 599 Euro’ya mal olan Roma turları turu 399 Euro’ya indi. Tatilciler turun başlamasına 72 saat kalana dek rezervasyonlarını iptal edebilecek

İç turizmin canlandırılması amacıyla üç yıl önce başlatılan erken rezervasyon kampanyası yurtdışına taştı. Pronto Tour, Jolly Tur, Hey Travel Trends ve Vip Turizm gibi sektörün önemli şirketleri yurtdışına da erken rezervasyon kampanyası düzenledi. Böylece Yurtdışı turları turların ortalama fiyatları 200 Euro ucuzladı. Şirketler, 2011 yılının bayram ve yılbaşı tatillerini de iptal sigortasıyla birlikte satışa çıkardı. Erken rezervasyon kampanyası bu yıl bir ay öne çekilmiş, kampanyanın başlangıç vuruşu geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde yapılmıştı. Giderek yaygınlaşan kampanya bu yıl yurtdışı tur satan seyahat operatörlerine de ilham verdi. Yaz döneminde ortalama 599 Euro’ya mal olan 1 haftalık tatil turları için şimdiden yüzde 35 indirimle yer ayırtmak mümkün hale geldi.

"YURTİÇİNDEN UCUZA GELECEK"
Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da erken rezervasyon yapılan turlar başlamasına 72 saat kalana kadar nedensiz olarak iptal edilebilecek. Kappatur Genel Müdürü Kaan İşçil, geçen yıl yurtdışı turlarına gelen yoğun talep nedeniyle bu yıl erken rezervasyon kampanyasını b tatil aşlatma kararı aldıklarını söyledi. Daha önce sezona az bir zaman kala az oranlı indirim kampanyaları düzenlediklerini ifade eden İşçil, “Ancak gelen yoğun talep nedeniyle daha erkene çektik. Yurtdışındaki otellerle anlaşmalar yaparak yaz dönemi için 200 Euro’lara varan indirimler sağladık” dedi. Sigorta şirketleri ile yaptıkları görüşmeler sonucunda yurtdışı turlarına da iptal sigortası uygulayacaklarını ifade eden İşçil, “Bu fiyatlar sayesinde tatil yapmak yurtiçinden daha ucuza hale gelecek” diye konuştu.

ŞUBAT AYI SONUNA KADAR YÜZDE 30 İNDİRİM
Bamtur Genel Müdürü Bertan Aner ise erken rezervasyon kampanyasına başladıklarını, şubat ayı sonuna kadar sürecek kampanyada yüzde 30’a varan indirim fırsatları yarattıklarını ifade etti. Aner, kampanyada tur tarihine 13 gün kalana kadar iptale imkân veren tatil sigortasını da devreye soktuklarını ifade ederken, oda başına 300 Euro’ya kadar indirimlerinin bulunduğunu kaydetti.

CRUISE TURLARI
Hey Travel Pazarlama Direktörü Tunç Göz cruise seyahatleri için de erken rezervasyon kampanyasına başladıklarını söyledi. Göz “Orthodox Cruise’un temmuz ve ağustos çıkışlı Volga turlarında 300, Msc Cruise’un Temmuzdaki Kuzey Avrupa turları turlarında 31 Ocak’a kadar yapılan başvurularda 100 Euro indirimimiz mevcut” dedi.
Ünsal Ereke-HT EKONOMİ
Erken davranan yurtdışı tatilini ucuza getirecek! Tatil Gemi TurlarıHaber Kampanya ile bayram tatili turları şimdiden satışa çıktı. Sezonda kişi başı 599 Euro’ya mal olan Roma turları turu 399 Euro’ya indi. Tatilciler turun başlamasına 72 saat kalana dek rezervasyonlarını iptal edebilecek

İç turizmin canlandırılması amacıyla üç yıl önce başlatılan erken rezervasyon kampanyası yurtdışına taştı. Pronto Tour, Jolly Tur, Hey Travel Trends ve Vip Turizm gibi sektörün önemli şirketleri yurtdışına da erken rezervasyon kampanyası düzenledi. Böylece Yurtdışı turları turların ortalama fiyatları 200 Euro ucuzladı. Şirketler, 2011 yılının bayram ve yılbaşı tatillerini de iptal sigortasıyla birlikte satışa çıkardı. Erken rezervasyon kampanyası bu yıl bir ay öne çekilmiş, kampanyanın başlangıç vuruşu geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde yapılmıştı. Giderek yaygınlaşan kampanya bu yıl yurtdışı tur satan seyahat operatörlerine de ilham verdi. Yaz döneminde ortalama 599 Euro’ya mal olan 1 haftalık tatil turları için şimdiden yüzde 35 indirimle yer ayırtmak mümkün hale geldi.

"YURTİÇİNDEN UCUZA GELECEK"
Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da erken rezervasyon yapılan turlar başlamasına 72 saat kalana kadar nedensiz olarak iptal edilebilecek. Kappatur Genel Müdürü Kaan İşçil, geçen yıl yurtdışı turlarına gelen yoğun talep nedeniyle bu yıl erken rezervasyon kampanyasını b tatil aşlatma kararı aldıklarını söyledi. Daha önce sezona az bir zaman kala az oranlı indirim kampanyaları düzenlediklerini ifade eden İşçil, “Ancak gelen yoğun talep nedeniyle daha erkene çektik. Yurtdışındaki otellerle anlaşmalar yaparak yaz dönemi için 200 Euro’lara varan indirimler sağladık” dedi. Sigorta şirketleri ile yaptıkları görüşmeler sonucunda yurtdışı turlarına da iptal sigortası uygulayacaklarını ifade eden İşçil, “Bu fiyatlar sayesinde tatil yapmak yurtiçinden daha ucuza hale gelecek” diye konuştu.

ŞUBAT AYI SONUNA KADAR YÜZDE 30 İNDİRİM
Bamtur Genel Müdürü Bertan Aner ise erken rezervasyon kampanyasına başladıklarını, şubat ayı sonuna kadar sürecek kampanyada yüzde 30’a varan indirim fırsatları yarattıklarını ifade etti. Aner, kampanyada tur tarihine 13 gün kalana kadar iptale imkân veren tatil sigortasını da devreye soktuklarını ifade ederken, oda başına 300 Euro’ya kadar indirimlerinin bulunduğunu kaydetti.

CRUISE TURLARI
Hey Travel Pazarlama Direktörü Tunç Göz cruise seyahatleri için de erken rezervasyon kampanyasına başladıklarını söyledi. Göz “Orthodox Cruise’un temmuz ve ağustos çıkışlı Volga turlarında 300, Msc Cruise’un Temmuzdaki Kuzey Avrupa turları turlarında 31 Ocak’a kadar yapılan başvurularda 100 Euro indirimimiz mevcut” dedi.
Ünsal Ereke-HT EKONOMİ
Erken davranan yurtdışı tatilini ucuza getirecek! Tatil

Gemi Turları Fas Tatili Kaçmadan

 tatil Haber Tunus ve Mısırda yaşanan olaylardan tum arap dünyasının entkilendiği ortada fakat Fas turları için aynı yorumu yapmak dogru değil.Fas yönetim olarak Kraliyet tarafından yönetilmesi bunun en somut örneğidir.Fas Sömestr turlarının hareket etmesine 3 gün kala sizde yerinizi almayı unutmayın.


Fas Turu



MUTLU TATİLLER.


Fas Tatili Kaçmadan Tatil Gemi Turları

 tatil Haber Tunus ve Mısırda yaşanan olaylardan tum arap dünyasının entkilendiği ortada fakat Fas turları için aynı yorumu yapmak dogru değil.Fas yönetim olarak Kraliyet tarafından yönetilmesi bunun en somut örneğidir.Fas Sömestr turlarının hareket etmesine 3 gün kala sizde yerinizi almayı unutmayın.


Fas Turu



MUTLU TATİLLER.


Fas Tatili Kaçmadan Tatil

Gemi Turları Tatil için nereye gitmeli

Haber
Floransa’ya gidin

Fest Travel, 28-30 Nisan arasında, Maggio Fiorentino Tiyatrosu turu düzenliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki iki yer, Eski Floransa turları ve Piazza Del Duomo; Ferzan Özpetek’in Tiyatro Del Maggio’da sahneleyeceği Aida Operası, caddeleri ve sokaklarıyla Floransa, Ortaçağ’da Rönesans’a geçişin yaşandığı mekanlar, kilise ve saraylar gezilecek yerler arasında. Tur fiyatı 1350 Euro’dan başlıyor. (www.festtravel.com)

Kaz Dağları manzasında konaklayın

Kazdağı Yeşilyurt’taki Taş Teras Otel, 12 ay açık, 6 oda ve özel taş evden oluşuyor. Yarım pansiyon hizmet veriyor. Deniz manzaralı, şömineli, teraslı odaları var. İki kişi standart odada konaklamanın fiyatı kişi başı 160-175 TL arasında değişiyor. (www.tasteras.com, Tel:0286 752 66 66)

Uçarken televizyon izleyin

Atlasjet, NTV ile yaptığı işbirliğiyle yolcularına özel bir program hazırladı. Yeni yılla birlikte hayata geçen “NTV Uçak” adlı program ile yolcular uçaktan gündemi takip edebiliyor. NTV Uçak’ta, gündem yaratan isimlerle sohbetler, Türkiye’nin tatil rehberi, ünlü markaların yeni sezon kreasyonlarıyla dünyanın en son moda trendleri, müzik, spor ve kültür-sanat haberleri var. Programı Yurtiçi turları ve Yurtdışı turları uçuşlarında tüm yolcular izleyebilecek.

Kebap cennetine gurme turu

Bukla, lezzet avcıları için 23 Nisan’da Adana ve Gaziantep’e iki günlük gurme turu düzenliyor. Tura katılacaklar İmam Çağdaş, Mehmet Usta, Hasan Kolcuoğlu gibi bölgenin seçtin restoranlarına uğrayacak, yerel mutfak hakkında bilgi alacak, bölge lezzetlerini tadacak. Turun fiyatı 255 TL. (www.bukla.com)

Trang’ın sualtı nikah şöleni

Sıradışı bir nikah isteyen çiftler 11-13 Şubat’ta, güney Tayland’ın Trang bölgesindeki Pak Meng sahilinde buluşuyor. Yurtdışından gelen çiftlere de tatil açık bu özel Tay etkinliğinde, yüzlerce çift aynı anda suyun altında dünya evine girecek. Katılmak için dalgıç lisansına ihtiyacınız yok. Sadece geleneksel el örgüsü Tay nikah kostümlerini giymeniz gerekiyor. Törenden sonra, genç çiftler balayı odalarına mutlu evliliği olan yaşlı çiftler tarafından götürülüyor. Yerel yönetim, turizm bakanlığı ve ticaret odasının işbirliğiyle hazırlanan Trang Sualtı Nikah Töreni bu yıl 15’inci kez düzenleniyor. (www.underwaterwedding.com)

Sömestr tatilinde çocuklarınızı akvaryuma götürün

Bayrampaşa’daki Forum İstanbul’da bulunan dev akvaryum Turkuazoo’da sömestr tatili boyunca çocuklar için korsan şovları ve denizkızı gösterileri var. Denizkızı gösterilerini İngiltere’nin senkronize yüzme milli takımı sporcularından oluşan ödüllü Aquabatix Grubu 10-13 Şubat arasında yapacak. Akvaryumda dalgıç şovları, balık besleme seansları, çocuklar için yüz boyama aktiviteleri de yapılacak. Turkuazoo sömestrde hafta içi saat 10.00-18.00 arası, haftasonu ise 10.00-20.00 arası ziyarete açık. Biletleri öğrenciler için 19 TL, yetişkinler için 26 TL, 2 çocuklu bir aile için aile paketi fiyatıyla 79 TL. www.turkuazoo.com

Kutup Bölgesi’ni keşfedin

Yüksek Mimar M. Melih Güneş, Bering Boğazı civarı, Çukotka’nın başkenti Anadır ve yakınlarından, kendi çektiği fotoğrafları ve topladığı nesneleri Beyoğlu’ndaki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde sergiliyor. Güneş’in Rusya’nın kuzeyinde, kutup bölgesindeki proje yöneticiliği döneminde çektiği fotoğraflarda tundraların, çadırlarında yaşayan geyik çobanlarının, Eskimo, Çukça, Nenetsler gibi toplulukların izleri var. 5 Şubat’a kadar gezilebilecek sergide yörenin sanatçılarının balina kemikleri, geyik boynuzu, mors ve mamut dişlerinden yaptığı eserler de yer alıyor. (www.mimarist.org)

HÜRRİYET
Tatil için nereye gitmeli Tatil Gemi TurlarıHaber
Floransa’ya gidin

Fest Travel, 28-30 Nisan arasında, Maggio Fiorentino Tiyatrosu turu düzenliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki iki yer, Eski Floransa turları ve Piazza Del Duomo; Ferzan Özpetek’in Tiyatro Del Maggio’da sahneleyeceği Aida Operası, caddeleri ve sokaklarıyla Floransa, Ortaçağ’da Rönesans’a geçişin yaşandığı mekanlar, kilise ve saraylar gezilecek yerler arasında. Tur fiyatı 1350 Euro’dan başlıyor. (www.festtravel.com)

Kaz Dağları manzasında konaklayın

Kazdağı Yeşilyurt’taki Taş Teras Otel, 12 ay açık, 6 oda ve özel taş evden oluşuyor. Yarım pansiyon hizmet veriyor. Deniz manzaralı, şömineli, teraslı odaları var. İki kişi standart odada konaklamanın fiyatı kişi başı 160-175 TL arasında değişiyor. (www.tasteras.com, Tel:0286 752 66 66)

Uçarken televizyon izleyin

Atlasjet, NTV ile yaptığı işbirliğiyle yolcularına özel bir program hazırladı. Yeni yılla birlikte hayata geçen “NTV Uçak” adlı program ile yolcular uçaktan gündemi takip edebiliyor. NTV Uçak’ta, gündem yaratan isimlerle sohbetler, Türkiye’nin tatil rehberi, ünlü markaların yeni sezon kreasyonlarıyla dünyanın en son moda trendleri, müzik, spor ve kültür-sanat haberleri var. Programı Yurtiçi turları ve Yurtdışı turları uçuşlarında tüm yolcular izleyebilecek.

Kebap cennetine gurme turu

Bukla, lezzet avcıları için 23 Nisan’da Adana ve Gaziantep’e iki günlük gurme turu düzenliyor. Tura katılacaklar İmam Çağdaş, Mehmet Usta, Hasan Kolcuoğlu gibi bölgenin seçtin restoranlarına uğrayacak, yerel mutfak hakkında bilgi alacak, bölge lezzetlerini tadacak. Turun fiyatı 255 TL. (www.bukla.com)

Trang’ın sualtı nikah şöleni

Sıradışı bir nikah isteyen çiftler 11-13 Şubat’ta, güney Tayland’ın Trang bölgesindeki Pak Meng sahilinde buluşuyor. Yurtdışından gelen çiftlere de tatil açık bu özel Tay etkinliğinde, yüzlerce çift aynı anda suyun altında dünya evine girecek. Katılmak için dalgıç lisansına ihtiyacınız yok. Sadece geleneksel el örgüsü Tay nikah kostümlerini giymeniz gerekiyor. Törenden sonra, genç çiftler balayı odalarına mutlu evliliği olan yaşlı çiftler tarafından götürülüyor. Yerel yönetim, turizm bakanlığı ve ticaret odasının işbirliğiyle hazırlanan Trang Sualtı Nikah Töreni bu yıl 15’inci kez düzenleniyor. (www.underwaterwedding.com)

Sömestr tatilinde çocuklarınızı akvaryuma götürün

Bayrampaşa’daki Forum İstanbul’da bulunan dev akvaryum Turkuazoo’da sömestr tatili boyunca çocuklar için korsan şovları ve denizkızı gösterileri var. Denizkızı gösterilerini İngiltere’nin senkronize yüzme milli takımı sporcularından oluşan ödüllü Aquabatix Grubu 10-13 Şubat arasında yapacak. Akvaryumda dalgıç şovları, balık besleme seansları, çocuklar için yüz boyama aktiviteleri de yapılacak. Turkuazoo sömestrde hafta içi saat 10.00-18.00 arası, haftasonu ise 10.00-20.00 arası ziyarete açık. Biletleri öğrenciler için 19 TL, yetişkinler için 26 TL, 2 çocuklu bir aile için aile paketi fiyatıyla 79 TL. www.turkuazoo.com

Kutup Bölgesi’ni keşfedin

Yüksek Mimar M. Melih Güneş, Bering Boğazı civarı, Çukotka’nın başkenti Anadır ve yakınlarından, kendi çektiği fotoğrafları ve topladığı nesneleri Beyoğlu’ndaki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde sergiliyor. Güneş’in Rusya’nın kuzeyinde, kutup bölgesindeki proje yöneticiliği döneminde çektiği fotoğraflarda tundraların, çadırlarında yaşayan geyik çobanlarının, Eskimo, Çukça, Nenetsler gibi toplulukların izleri var. 5 Şubat’a kadar gezilebilecek sergide yörenin sanatçılarının balina kemikleri, geyik boynuzu, mors ve mamut dişlerinden yaptığı eserler de yer alıyor. (www.mimarist.org)

HÜRRİYET
Tatil için nereye gitmeli Tatil

Gemi Turları 63 Bin Rus Mersini ve Sivri Burun Karadeniz i

Haber Fatih Mehmet Kürkçü - Ekonomik değeri yüksek havyarı ile bilinen, Karadeniz turları kıyılarında yerli balık türü iken yok olma tehlikesi ile yüz yüze gelen Mersin balıklarının sayısı Karadeniz'de artırılacak. Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda yetiştirilen binlerce Mersin balığı yavrusu Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacak.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından desteklenen, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü (SUMAE) ve DSİ tarafından yürütülen, 'Türkiye'deki Mersin Balığı Popülasyonunun İyileştirilmesi, Habitat Değerlendirmesi ve Stok Takviyesi Projesi' kapsamında Amasya'daki Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda çalışmalar sürüyor.

İstasyonda Rusya turları'dan getirilen Mersin Balığı yumurtalarından yavru üretimi yapılırken, yetkililer yavruların yarım kilo ağırlığına ulaştığını belirtti.

Devlet Su İşler (DSİ) Samsun 7. Bölge Müdürü Ömer Faruk Yiğitsoy, istasyonda inceleme yaptığı sırada AA muhabirinin de sorularını yanıtladı.

İstasyon'da 1989 yılından bu yana aynalı sazan üretilirken 1993 yılında tam kontrollü üretime geçildiğini, 150 dekar alanda 42 adet havuzda üretim yapıldığını söyleyen Yiğitsoy, tesislerde 2007 yılında pullu sazan üretimine geçildiğini ve bugüne kadar Samsun, Kastamonu, Trabzon, Sivas ve Artvin DSİ Bölge Müdürlüklerine bağlı baraj ve göllerine, balıklandırma çalışmaları kapsamında yaklaşık 55 milyon adet aynalı ve pullu sazan yavrusu bırakıldığını söyledi.

Yiğitsoy, DSİ tarafından inşa edilen ve işletilen Türkiye'de 6 istasyondan biri olan Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nun yılda 6 milyon yavru balık kapasitesiyle en büyük tesis olduğunu vurguladı.

- 'İSTASYON'DA MERSİN BALIĞI ÜRETİMİNDE YÜZDE 95 BAŞARI' -



Mersin balıklarının Karadeniz'de yeniden hayat bulması için sürdürülen projede Mersin balıklarının istasyonda üretildiğine işaret eden Yiğitsoy, 'Türkiye'deki Mersin Balığı Popülasyonunun İyileştirilmesi, Habitat Değerlendirmesi ve Stok Takviyesi' adlı projenin 2010 yılında başlatıldığını, özellikle Türkiye'de ve tüm dünyada nesli tükenmekte olan ancak ekonomik değeri çok yüksek Mersin balığı üretim çalışmalarına başlandığını belirtti.

Rusya'dan getirilen yumurtaların burada yavru üretimi amacıyla kullanıldığını anlatan Yiğitsoy, 'Arkadaşlarımı kutlarım. Rusya'dan getirilen yumurtalardan Mersin balığı üretiminde yüzde 95 oranında başarı sağlanmıştır. Havuzlarımızda artık yarım kiloyu geçmiş balıklarımız oluşmuştur. Burada amaç Mersin balığı üretimi ve neslinin korunması yönündeki çal tatil ışmaların aralıksız devam etmesidir' dedi.

Yetiştirilen Mersin balıklarının halkalanarak Karadeniz'e dökülen üç büyük akarsu olan Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacağını söyleyen Yiğitsoy, Samsun'da Mersin balığının göç yolları ile ilgili çalışmaların başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:

'Mersin balıklarının nehirlerde bunların nereye bırakılacağı, nasıl takip edileceği gibi bilimsel çalışmalar başladı. Bu balıklar Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerine bırakılacak. Bu bırakılan balıkların hepsi markalanacak. Bu markalarla bu balıkların yaşamları göç yolları takip edilecek. Tabi bırakıldıkları yerden beslenmek için denize açılacaklar. 4 veya 5 yıl denizde barınacaklar. Yumurtlama dönemi geldiği zamanda tekrar bırakıldıkları yere dönecekler. Bunlarda hep kayıt altına alınacak. Eğer amacına ulaşırsa şuan hedeflen program doğrultusunda çalışmalar devam ediyor. Bu konuda çok büyük ekonomik değer kazanan ülkeler var. Bu ekonomik değeri ülkemize kazandırmak içinde DSİ olarak biz de varız. Bununla da mutluyuz.'



- 63 BİN ADET MERSİN BALIĞI YAVRUSU KIZILIRMAK, YEŞİLIRMAK VE SAKARYA NEHRİ'NE BIRAKILACAK-



Su Ürünleri Baş Mühendisi Hakan Buldu ise, tesiste Rus mersini ve sivri burun olmak üzere iki cins Mersin balığının üretildiğini kaydetti.

Buldu, Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda Rusya'dan getirilen 65 bin adet döllenmiş yumurtanın tesiste açılarak larva daha sonra yüzde 95 oranındaki başarıyla 8 aylık yaklaşık 63 bin adet yavru Mersin balığı haline geldiğini belirtti.

Mersin balıklarının nesli tükenmek üzere olan canlı varlıklarımız arasında yer aldığına işaret eden Buldu, 'Mersin balığı, 5-10 senede ergen hale gelmesi, türüne göre bir sene yumurta verip 1 veya 2 sene vermemesi bilinçsiz avcılık, havyarının aşırı değerli olması gibi sebeplerden dolayı Türkiye de Karadeniz kıyılarında yerli balık türü iken yok olma tehlikesine girmiştir. Bu açıdan yürütülen projenin başarısı çok önemlidir' dedi.

Buldu, anaç olarak üretilen 63 bin adet Mersin balığının büyük kısmının markalanarak mart ve nisan aylarında doğal ortamları olan Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacağını, bir kısmının da teşvik amacıyla özel tesislere dağıtılacağını söyledi.

Mersin balığının 'Siyah Altın' olarak ifade edilen havyarının ekonomik değerinin çok yüksek olduğuna işaret eden Buldu, siyah havyarın kilosunun 5-7 bin dolar arasında değiştiğini, Mersin balığı havyarının restoranların dışında kozmetik sanayi ve cilt bakımında da kullanıldığını sözlerine ekledi.

(KÜ-DLK-HRN-OSM) - Amasya turları (Anadolu Ajansı)
63 Bin 'Rus Mersini' ve 'Sivri Burun' Karadeniz i Tatil Gemi TurlarıHaber Fatih Mehmet Kürkçü - Ekonomik değeri yüksek havyarı ile bilinen, Karadeniz turları kıyılarında yerli balık türü iken yok olma tehlikesi ile yüz yüze gelen Mersin balıklarının sayısı Karadeniz'de artırılacak. Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda yetiştirilen binlerce Mersin balığı yavrusu Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacak.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından desteklenen, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü (SUMAE) ve DSİ tarafından yürütülen, 'Türkiye'deki Mersin Balığı Popülasyonunun İyileştirilmesi, Habitat Değerlendirmesi ve Stok Takviyesi Projesi' kapsamında Amasya'daki Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda çalışmalar sürüyor.

İstasyonda Rusya turları'dan getirilen Mersin Balığı yumurtalarından yavru üretimi yapılırken, yetkililer yavruların yarım kilo ağırlığına ulaştığını belirtti.

Devlet Su İşler (DSİ) Samsun 7. Bölge Müdürü Ömer Faruk Yiğitsoy, istasyonda inceleme yaptığı sırada AA muhabirinin de sorularını yanıtladı.

İstasyon'da 1989 yılından bu yana aynalı sazan üretilirken 1993 yılında tam kontrollü üretime geçildiğini, 150 dekar alanda 42 adet havuzda üretim yapıldığını söyleyen Yiğitsoy, tesislerde 2007 yılında pullu sazan üretimine geçildiğini ve bugüne kadar Samsun, Kastamonu, Trabzon, Sivas ve Artvin DSİ Bölge Müdürlüklerine bağlı baraj ve göllerine, balıklandırma çalışmaları kapsamında yaklaşık 55 milyon adet aynalı ve pullu sazan yavrusu bırakıldığını söyledi.

Yiğitsoy, DSİ tarafından inşa edilen ve işletilen Türkiye'de 6 istasyondan biri olan Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nun yılda 6 milyon yavru balık kapasitesiyle en büyük tesis olduğunu vurguladı.

- 'İSTASYON'DA MERSİN BALIĞI ÜRETİMİNDE YÜZDE 95 BAŞARI' -



Mersin balıklarının Karadeniz'de yeniden hayat bulması için sürdürülen projede Mersin balıklarının istasyonda üretildiğine işaret eden Yiğitsoy, 'Türkiye'deki Mersin Balığı Popülasyonunun İyileştirilmesi, Habitat Değerlendirmesi ve Stok Takviyesi' adlı projenin 2010 yılında başlatıldığını, özellikle Türkiye'de ve tüm dünyada nesli tükenmekte olan ancak ekonomik değeri çok yüksek Mersin balığı üretim çalışmalarına başlandığını belirtti.

Rusya'dan getirilen yumurtaların burada yavru üretimi amacıyla kullanıldığını anlatan Yiğitsoy, 'Arkadaşlarımı kutlarım. Rusya'dan getirilen yumurtalardan Mersin balığı üretiminde yüzde 95 oranında başarı sağlanmıştır. Havuzlarımızda artık yarım kiloyu geçmiş balıklarımız oluşmuştur. Burada amaç Mersin balığı üretimi ve neslinin korunması yönündeki çal tatil ışmaların aralıksız devam etmesidir' dedi.

Yetiştirilen Mersin balıklarının halkalanarak Karadeniz'e dökülen üç büyük akarsu olan Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacağını söyleyen Yiğitsoy, Samsun'da Mersin balığının göç yolları ile ilgili çalışmaların başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:

'Mersin balıklarının nehirlerde bunların nereye bırakılacağı, nasıl takip edileceği gibi bilimsel çalışmalar başladı. Bu balıklar Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerine bırakılacak. Bu bırakılan balıkların hepsi markalanacak. Bu markalarla bu balıkların yaşamları göç yolları takip edilecek. Tabi bırakıldıkları yerden beslenmek için denize açılacaklar. 4 veya 5 yıl denizde barınacaklar. Yumurtlama dönemi geldiği zamanda tekrar bırakıldıkları yere dönecekler. Bunlarda hep kayıt altına alınacak. Eğer amacına ulaşırsa şuan hedeflen program doğrultusunda çalışmalar devam ediyor. Bu konuda çok büyük ekonomik değer kazanan ülkeler var. Bu ekonomik değeri ülkemize kazandırmak içinde DSİ olarak biz de varız. Bununla da mutluyuz.'



- 63 BİN ADET MERSİN BALIĞI YAVRUSU KIZILIRMAK, YEŞİLIRMAK VE SAKARYA NEHRİ'NE BIRAKILACAK-



Su Ürünleri Baş Mühendisi Hakan Buldu ise, tesiste Rus mersini ve sivri burun olmak üzere iki cins Mersin balığının üretildiğini kaydetti.

Buldu, Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda Rusya'dan getirilen 65 bin adet döllenmiş yumurtanın tesiste açılarak larva daha sonra yüzde 95 oranındaki başarıyla 8 aylık yaklaşık 63 bin adet yavru Mersin balığı haline geldiğini belirtti.

Mersin balıklarının nesli tükenmek üzere olan canlı varlıklarımız arasında yer aldığına işaret eden Buldu, 'Mersin balığı, 5-10 senede ergen hale gelmesi, türüne göre bir sene yumurta verip 1 veya 2 sene vermemesi bilinçsiz avcılık, havyarının aşırı değerli olması gibi sebeplerden dolayı Türkiye de Karadeniz kıyılarında yerli balık türü iken yok olma tehlikesine girmiştir. Bu açıdan yürütülen projenin başarısı çok önemlidir' dedi.

Buldu, anaç olarak üretilen 63 bin adet Mersin balığının büyük kısmının markalanarak mart ve nisan aylarında doğal ortamları olan Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne bırakılacağını, bir kısmının da teşvik amacıyla özel tesislere dağıtılacağını söyledi.

Mersin balığının 'Siyah Altın' olarak ifade edilen havyarının ekonomik değerinin çok yüksek olduğuna işaret eden Buldu, siyah havyarın kilosunun 5-7 bin dolar arasında değiştiğini, Mersin balığı havyarının restoranların dışında kozmetik sanayi ve cilt bakımında da kullanıldığını sözlerine ekledi.

(KÜ-DLK-HRN-OSM) - Amasya turları (Anadolu Ajansı)
63 Bin 'Rus Mersini' ve 'Sivri Burun' Karadeniz i Tatil

Gemi Turları Abant ta Tatil Keyfi

Haber ABANT'TA tatil KEYFİ Abant turları Tabiat Parkı'na gelen tatilciler kar yağışıyla birlikte eşsiz doğanın tadını çıkarıyor. Yarıyıl tatilinin başlaması ve hafta sonu olması nedeniyle Abant'ı dolduran tatilciler kar yağışı altında göl etrafında gezerek zaman geçiriyor. Çok sayıda vatandaş da kızaklarla kayarak kar çilesini sefaya dönüştürdü. tatil Otellerin yüzde yüz doluluk oranına ulaştığı Abant'a günübirlik gelen tatilcilerde gönüllerince eğleniyorlar. Yoğun kar yağışı nedeniyle Abant Gölü'nün etrafında sürücüler zor anlaryaşadı. Çok sayıda sürücü tıkanan yolda mahsur kaldı. Jandarma ekiplerinin uğraşları sonunda yol trafiğe açıldı.

BÜLENT VELİOĞLU BOLU (İHA)
Abant'ta Tatil Keyfi Tatil Gemi TurlarıHaber ABANT'TA tatil KEYFİ Abant turları Tabiat Parkı'na gelen tatilciler kar yağışıyla birlikte eşsiz doğanın tadını çıkarıyor. Yarıyıl tatilinin başlaması ve hafta sonu olması nedeniyle Abant'ı dolduran tatilciler kar yağışı altında göl etrafında gezerek zaman geçiriyor. Çok sayıda vatandaş da kızaklarla kayarak kar çilesini sefaya dönüştürdü. tatil Otellerin yüzde yüz doluluk oranına ulaştığı Abant'a günübirlik gelen tatilcilerde gönüllerince eğleniyorlar. Yoğun kar yağışı nedeniyle Abant Gölü'nün etrafında sürücüler zor anlaryaşadı. Çok sayıda sürücü tıkanan yolda mahsur kaldı. Jandarma ekiplerinin uğraşları sonunda yol trafiğe açıldı.

BÜLENT VELİOĞLU BOLU (İHA)
Abant'ta Tatil Keyfi Tatil

Gemi Turları Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın

Haber İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Cuma günü, ilk ve orta dereceli okullardaki öğrenciler karneyle eve geldi. Bazıları sevinçli bazıları da mahcup bir şekilde büyüklerine karnesini gösterdi. Yoğun bir çalışma ve telaşlı günlerin ardından bu kısa dinlenme zamanı çocuklarımızla güzel paylaşımlar için bir fırsat olabilir. Birçok öğrenci bu fırsatı, tatil boyunca televizyon veya bilgisayar başında geçirip geç saatlerde yatarak değerlendirme eğilimindedir. Oysa yorucu bir dönem sonunda çocuğumuzun hak ettiği bu değerli zamanları en iyi şekilde değerlendirmesi, bizim onu doğru yönlendirmemizle mümkün olacaktır.
> Genelde birçok öğretmen hafif de olsa bir tatil ödevi verir. Çocuğumuzun ödevlerini yapması için onu desteklemeliyiz. Ancak sıkı bir program yerine, çocuğumuza uygun esnek bir ödev yapma programı oluşturabiliriz. Bu nedenle, programı çocuğumuzla birlikte yapmamız ve ödevini bitirip bitirmediğini günlük olarak kontrol etmemizde yarar var.
> Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için iyi bir fırsattır. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Çocuğumuzla kitapçıları dolaşıp, ilgi duyacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için okuduğu kitabı anlatmasını istemek yorum ve ifade becerisini daha çok geliştirir.
> Yarıyıl tatili, çocuğunuzun spora başlaması için güzel bir fırsat olabilir. Spor; çocukların fiziksel yönden gelişimine, özgüven ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkılar sağlamaktadır. Çocuğumuzun; yaşı, bedensel gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına onu yönlendirebiliriz.
> Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olmalıdır. Çocuğumuza hem zihnini çalıştıracak hem de zevk alacağı (bilgisayar oyunu veya playstation dışında) yeni bir oyun alıp onun, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabiliriz. Unutmamalıyız ki çocukların arkadaşlarıyla iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
> Yarıyıl tatilinde çocuğumuzun bilgisayar karşısında geçirdiği süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalıyız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona “bilgisayar oyunu oynama” demek, doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü özellikle çocuklarda, yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğumuz bu durumda bize olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğimiz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin vermeliyiz. Çocuğumuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğimizi, onun anlayabileceği bir dille ona açıklamalıyız.
> En önemlisi, çocuğumuzun internetteki zararlı sitelere girmemesi için gerekli tedbirleri almaktır. Bu konuda, kesin çözüm olmamakla birlikte, çocuğumuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanabiliriz. Bu programlar sayesinde çocuğumuzun interneti kullanabileceği gün ve saatleri belirleyebilir, hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebiliriz.

UTANÇ SANMASIN
Karne notları düşük olabilir. Başarısızlığın utançla karşılandığı ortamda, güçlüklerin üstesinden gelinemez. Bu nedenle anne ve baba olarak ilk yapacağımız, çocuğumuzun başarısızlığını aile içinde utanç verici bir durum değil, çaba gösterince aşılacak bir engel olarak kabul edildiğini anlamasını sağlamaktır.


AĞIR CEZA YOK
Karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarımızı katı bir dille suçlamamalıyız. Çocukların oyun ve dinlenme saatlerini ortadan kaldırarak onları ağır bir biçimde cezalandırmak olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ders konularını bilmiyorsa veya tam öğrenmemişse çalışarak eksiklerini kapatabilir. Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.


BAŞARISINI HATIRLATIN
Kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslamamalıyız. Her çocuğun kapasitesi farklıdır. Çocuğumuzu olduğu gibi kabul etmeli ve onun kapasitesi dışında, ondan, başaramayacağı şeyleri beklememeliyiz. Kıyaslamamız gerektiğinde kendisi ile kıyaslayabiliriz. Başardığı işleri örnek gösterip diğerini de başarabileceğini ifade edebiliriz.


UZMANA DANIŞIN
Başarısızlığa itebilecek faktörleri göz önünde tutarak tedbir almalıyız. Başarısızlığın altında aile hayatının düzensizliği, TV’yi kontrolsüz izleme, bilgisayar (internet) bağımlılığı, anne baba geçimsizliği bulunabildiği gibi fizyolojik rahatsızlık, zihinsel kapasite ya da duygusal sorunlar bulunabilir. Bu durumlarla ilgili bir uzmana danışabiliriz.

PENCERELER
Utku Öztürk / Emre Erdoğan
utku.ozturk@ihlaskoleji.com


patatesbaskı
Dünyanın en güçlü insanı ne Herküldür ne Zeyna, şüphesiz ki o, telefon bankacılığı ile kredi kartını kapattırabilmiş kişidir.
istiklalkarasu
Milyonlarca anneye sesleniyorum, “Misafir Odası” diye yıllardır kilitlediğiniz evin en güzel odasını açın artık, gelmiyor işte kimse.
acimasiztweet
Ömrümüzün yarısı hayalimizdeki eşi aramakla diğer yarısı ise kaybettiğimiz koli bandının ucunu bulmakla geçiyor.
melogaman
Umut; kare yorganı dikdörtgen sanıp, uzun kenarını bulmak için üzerinde tur üzerine tur attırmaktır.
anjelikaakbar
Manevi yaşam nedense mağarada veya tekkede oturmak, yaşamdan uzaklaşmak olarak anlaşılıyor. Halbuki önemli olanı her an, her yerde bunu yaşamak.
deorwine
Caillou (Kayyu) izleyen bebekten umarım hayır gelir, yoksa ülkecek yandık.
PaSa_DeDeM
Lisede tarih derslerinde Kanuni’nin seferlerini ezberleyene kadar anam ağladı, dizide saraydan çıktığı yok padişahın. Nasıl iş anlamadım.
meylani
Mağazada kredi kartı “bakiye yetersiz” uyarısı verince “Nası ya 10 milyar limiti var o kartın!” diye atak yapanlar, senin yalanın limitsiz..
firattur tatil koglu
O atari oyunu salonlarındaki çakallar şimdi gelip, veremediğimiz ders için, geçiyim mi abi geçiyim mi abi deseler ya...
kibaribiber
Kombine deyince; bir erkeğin aklına BJK-GS-FB bileti, kadının aklına ise tunik-tayt-çizme gelir.
beyaztenlizenci
Apple’dan yeni ürün: “iÇokŞeker”


YAZILI YOKLAMA
Soru: Hayalinizdeki okulu yazınız.
Cevap: Bütün herkesin albatros, bukalemun, ornitorenk gibi evcil hayvanı olsa ve okulun içinde sırtımıza bağlı sütle çalışan roketlerle hareket etsek.
Soru: Terliksi hayvan ne demektir?
Cevap: Terlik giymeden dolaşıp duran değişik türdeki hayvanlara denir.
Soru: Çevre kirliliği insanları nasıl etkiler?
Cevap: Dünya kirlendikçe oksijen yetmezliğinden insanların ölümüne yol açar.
Cevap 2: Çevre kirliliği ölüm ve krize yol açar.

HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY-KARA DELİKLER-

> Kara delik; çekim alanı, hiçbir maddenin kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Uzayda bilindiği kadarıyla 14 tane kara delik vardır. Dünyaya en yakın olan Cygnus X-1, sekiz bin ışık yılı uzaklıktadır.
> Kara delikler sadece yollarına çıkan maddeleri emerler, yani evrenin tamamını bir kerede yok edemezler. İlginç olansa kara delikler birbirlerine çok yakınlaşınca daha büyük olan kara delik diğerini yutabilir.
> Kara delikleri görmemiz imkânsızdır, çünkü her şeyi emdikleri gibi ışığı da emerler.


BİLİYOR MUYDUNUZ?

Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmek, kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak sudan genleşmiş olan damarların içindeki kanı aktif kılarak tansiyonumuzun düşmesini önler. Aynı zamanda savunma mekanizmasını güçlendirir ve baş ağrısı, sinüzite iyi geldiği de bilinmektedir.

PAYLAŞIM MERKEZİ
Youtube’un hikâyesi
> Youtube’un; beraber yedikleri yemek sırasında çektikleri videoları birbirleriyle paylaşmak amacıyla 3 arkadaş tarafından kurulduğunu bilenleriniz vardır. Videoları CD yapmaya üşenen, mail ile de boyutu sebebiyle yollayamayan bu 3 ortağın kurduğu site, bir anda bütün dünyaya yayıldı.
> Youtube kullanıcıları, her hafta 60 bin uzun metraj film uzunluğunda video yüklüyorlar siteye. Yani bundan sonra siteye hiç video yüklenmeyecek olsa sizin bütün videoları izlemeniz için yaklaşık 1700 yıla ihtiyacınız var.
> Alexa sitesine göre Youtube, şu anda en çok ziyaret edilen üçüncü site. Ülkemizde de henüz yasağı kalkan Youtube; Çin, İran, Libya, Tunus turları ve Türkmenistan’da şu anda yasaklı.
> Videolar arasında Charlie’nin abisinin parmağını ısırdığı “Charlie bit me” videosu 212 milyon kez izlenmiş ve Lady Gaga’nın müzik klibinden sonra en çok izlenen ikinci video.


GOOGLE ARENA
arama motorlarına göre karşılaştırma
Diş hekimi 711 bin
Diş fırçası 383 bin
Aşk 22 milyon
Para 1.4 milyon
Hollywood 385 milyon
Yeşilçam 5.1 milyon

-------------------------

İbrahim Cebeci
icebeci@ihlaskoleji.com

Etkiliyorum

OKU(T)MAK


Günlük hayatın meşgalesi, bazen insanlara asli işlerini bile unutturuyor. Bu unutmak da öyle bir unutmak ki... Yıllar geçiyor, yine de insanın aklına bir türlü gelmiyor. Okumamaktan şikâyet ederken bunu da çok haklı (!) sebeplere bağlıyoruz, anlayacağınız mazeret çok:
“Vaktim yok.”
“Kitaplar çok pahalı.”
“Ne gerek var!”
“TV ve internet varken okumaya ne hacet.”
“Çocuklar okuyor, yeter!” vs. vs.
Televizyon ve internet için vakit çok, kitap için vakit yok. Üç ayda bir cep telefonu değiştirirken para çok, kitap almaya gelince para yok! Kısacık ömründe 20 tane telefon değiştirmiş bir gencin hayatında okuduğu tek kitap cep telefonunun kullanma kılavuzu, kitap bile değil kitapçık! Eğer onu da okuyorsa...
Bir başka ilginç durum da “Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?” sorusuna verilen anlamsız cevap: “Kitap okurum.”
“Boş zamanlarımda yemek yerim.” demek ne kadar abesse bu da o kadar abes. Kitap okumak bir ihtiyaçtır, boş zamanda yapılacak bir iş değil. Demek ki boş zaman bulunmazsa kitap da okunmayacak.
Okuma deyince aklıma üniversitedeki iki hocam gelir:
Biri: “Edebiyat Fakültesinden öyle öğrenciler mezun oldu ki dört yıl boyunca ne bir kitap okudu ne de dibimizdeki kütüphanelere bir defa olsun gitti.” demişti.
Hocamızın, dibimizdeki dediği kütüphaneler de Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Yazma Eserler Kütüphanesi, İl Halk Kütüphanesi ve sıkı durun Süleymaniye Kütüphanesi... Her biri birbirinden kıymetli; fakat kıymet bilene... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin mevcudu birçok üniversitenin mevcudundan daha fazla; fakat dibindeki kütüphaneler bomboş... Öğrenciler: “Bu kütüphanelerde dünyanın en nadide eserleri varmış -özellikle Süleymaniye Kütüphanesi- şurayı bir gidip gezelim dese; yani sadece meraktan buralara gidilse kütüphanelerimiz tıklım tıklım olur. Oradaki tarihî havayı teneffüs edip buram buram kitap kokusunu ciğerlerine çeken gençlik kitaba daha bir başka bakar. Yeter ki gençler kütüphanelere girsin. Bu iş merakla başlar.
Maalesef gençlik okumuyor, hem de üniversite gençliği; gerisini siz düşünün.
Diğer hocamız da: “Fransa’da bazı kütüphaneler 24 saat açıktır. Ben, denemek için bir gün, gecenin 12’sinde böyle bir kütüphaneye gittim ve oturmak için orada yer bulamadım. Herkes inanılmaz bir gayretle kitap okuyordu.” demişti.
Şaşırdınız değil mi? Evet, hocamızın anlattıklarını dinleyen sınıftaki herkes çok şaşırmıştı. 24 saat deyince hemen benzin istasyonu çağrışım yapmıştı; ya da nöbetçi eczane, belki de fırın. Kitap okumak ilaç gibi, ekmek gibi, su gibi, benzin gibi... Tabi ki çok kitap okumaktan ziyade iyi olanı çok okumak da işin esası.
Okumanın ehemmiyetini anladığımız zaman geleceğe daha bir güvenle bakacağız ve genç nüfusumuzla daha bir farklı övüneceğiz. Aksi takdirde okumayan, hedefsiz, bilinçsiz bir genç nüfus ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak.
Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın Tatil Gemi TurlarıHaber İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Cuma günü, ilk ve orta dereceli okullardaki öğrenciler karneyle eve geldi. Bazıları sevinçli bazıları da mahcup bir şekilde büyüklerine karnesini gösterdi. Yoğun bir çalışma ve telaşlı günlerin ardından bu kısa dinlenme zamanı çocuklarımızla güzel paylaşımlar için bir fırsat olabilir. Birçok öğrenci bu fırsatı, tatil boyunca televizyon veya bilgisayar başında geçirip geç saatlerde yatarak değerlendirme eğilimindedir. Oysa yorucu bir dönem sonunda çocuğumuzun hak ettiği bu değerli zamanları en iyi şekilde değerlendirmesi, bizim onu doğru yönlendirmemizle mümkün olacaktır.
> Genelde birçok öğretmen hafif de olsa bir tatil ödevi verir. Çocuğumuzun ödevlerini yapması için onu desteklemeliyiz. Ancak sıkı bir program yerine, çocuğumuza uygun esnek bir ödev yapma programı oluşturabiliriz. Bu nedenle, programı çocuğumuzla birlikte yapmamız ve ödevini bitirip bitirmediğini günlük olarak kontrol etmemizde yarar var.
> Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için iyi bir fırsattır. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Çocuğumuzla kitapçıları dolaşıp, ilgi duyacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için okuduğu kitabı anlatmasını istemek yorum ve ifade becerisini daha çok geliştirir.
> Yarıyıl tatili, çocuğunuzun spora başlaması için güzel bir fırsat olabilir. Spor; çocukların fiziksel yönden gelişimine, özgüven ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkılar sağlamaktadır. Çocuğumuzun; yaşı, bedensel gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına onu yönlendirebiliriz.
> Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olmalıdır. Çocuğumuza hem zihnini çalıştıracak hem de zevk alacağı (bilgisayar oyunu veya playstation dışında) yeni bir oyun alıp onun, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabiliriz. Unutmamalıyız ki çocukların arkadaşlarıyla iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
> Yarıyıl tatilinde çocuğumuzun bilgisayar karşısında geçirdiği süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalıyız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona “bilgisayar oyunu oynama” demek, doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü özellikle çocuklarda, yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğumuz bu durumda bize olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğimiz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin vermeliyiz. Çocuğumuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğimizi, onun anlayabileceği bir dille ona açıklamalıyız.
> En önemlisi, çocuğumuzun internetteki zararlı sitelere girmemesi için gerekli tedbirleri almaktır. Bu konuda, kesin çözüm olmamakla birlikte, çocuğumuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanabiliriz. Bu programlar sayesinde çocuğumuzun interneti kullanabileceği gün ve saatleri belirleyebilir, hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebiliriz.

UTANÇ SANMASIN
Karne notları düşük olabilir. Başarısızlığın utançla karşılandığı ortamda, güçlüklerin üstesinden gelinemez. Bu nedenle anne ve baba olarak ilk yapacağımız, çocuğumuzun başarısızlığını aile içinde utanç verici bir durum değil, çaba gösterince aşılacak bir engel olarak kabul edildiğini anlamasını sağlamaktır.


AĞIR CEZA YOK
Karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarımızı katı bir dille suçlamamalıyız. Çocukların oyun ve dinlenme saatlerini ortadan kaldırarak onları ağır bir biçimde cezalandırmak olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ders konularını bilmiyorsa veya tam öğrenmemişse çalışarak eksiklerini kapatabilir. Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.


BAŞARISINI HATIRLATIN
Kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslamamalıyız. Her çocuğun kapasitesi farklıdır. Çocuğumuzu olduğu gibi kabul etmeli ve onun kapasitesi dışında, ondan, başaramayacağı şeyleri beklememeliyiz. Kıyaslamamız gerektiğinde kendisi ile kıyaslayabiliriz. Başardığı işleri örnek gösterip diğerini de başarabileceğini ifade edebiliriz.


UZMANA DANIŞIN
Başarısızlığa itebilecek faktörleri göz önünde tutarak tedbir almalıyız. Başarısızlığın altında aile hayatının düzensizliği, TV’yi kontrolsüz izleme, bilgisayar (internet) bağımlılığı, anne baba geçimsizliği bulunabildiği gibi fizyolojik rahatsızlık, zihinsel kapasite ya da duygusal sorunlar bulunabilir. Bu durumlarla ilgili bir uzmana danışabiliriz.

PENCERELER
Utku Öztürk / Emre Erdoğan
utku.ozturk@ihlaskoleji.com


patatesbaskı
Dünyanın en güçlü insanı ne Herküldür ne Zeyna, şüphesiz ki o, telefon bankacılığı ile kredi kartını kapattırabilmiş kişidir.
istiklalkarasu
Milyonlarca anneye sesleniyorum, “Misafir Odası” diye yıllardır kilitlediğiniz evin en güzel odasını açın artık, gelmiyor işte kimse.
acimasiztweet
Ömrümüzün yarısı hayalimizdeki eşi aramakla diğer yarısı ise kaybettiğimiz koli bandının ucunu bulmakla geçiyor.
melogaman
Umut; kare yorganı dikdörtgen sanıp, uzun kenarını bulmak için üzerinde tur üzerine tur attırmaktır.
anjelikaakbar
Manevi yaşam nedense mağarada veya tekkede oturmak, yaşamdan uzaklaşmak olarak anlaşılıyor. Halbuki önemli olanı her an, her yerde bunu yaşamak.
deorwine
Caillou (Kayyu) izleyen bebekten umarım hayır gelir, yoksa ülkecek yandık.
PaSa_DeDeM
Lisede tarih derslerinde Kanuni’nin seferlerini ezberleyene kadar anam ağladı, dizide saraydan çıktığı yok padişahın. Nasıl iş anlamadım.
meylani
Mağazada kredi kartı “bakiye yetersiz” uyarısı verince “Nası ya 10 milyar limiti var o kartın!” diye atak yapanlar, senin yalanın limitsiz..
firattur tatil koglu
O atari oyunu salonlarındaki çakallar şimdi gelip, veremediğimiz ders için, geçiyim mi abi geçiyim mi abi deseler ya...
kibaribiber
Kombine deyince; bir erkeğin aklına BJK-GS-FB bileti, kadının aklına ise tunik-tayt-çizme gelir.
beyaztenlizenci
Apple’dan yeni ürün: “iÇokŞeker”


YAZILI YOKLAMA
Soru: Hayalinizdeki okulu yazınız.
Cevap: Bütün herkesin albatros, bukalemun, ornitorenk gibi evcil hayvanı olsa ve okulun içinde sırtımıza bağlı sütle çalışan roketlerle hareket etsek.
Soru: Terliksi hayvan ne demektir?
Cevap: Terlik giymeden dolaşıp duran değişik türdeki hayvanlara denir.
Soru: Çevre kirliliği insanları nasıl etkiler?
Cevap: Dünya kirlendikçe oksijen yetmezliğinden insanların ölümüne yol açar.
Cevap 2: Çevre kirliliği ölüm ve krize yol açar.

HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY-KARA DELİKLER-

> Kara delik; çekim alanı, hiçbir maddenin kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Uzayda bilindiği kadarıyla 14 tane kara delik vardır. Dünyaya en yakın olan Cygnus X-1, sekiz bin ışık yılı uzaklıktadır.
> Kara delikler sadece yollarına çıkan maddeleri emerler, yani evrenin tamamını bir kerede yok edemezler. İlginç olansa kara delikler birbirlerine çok yakınlaşınca daha büyük olan kara delik diğerini yutabilir.
> Kara delikleri görmemiz imkânsızdır, çünkü her şeyi emdikleri gibi ışığı da emerler.


BİLİYOR MUYDUNUZ?

Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmek, kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak sudan genleşmiş olan damarların içindeki kanı aktif kılarak tansiyonumuzun düşmesini önler. Aynı zamanda savunma mekanizmasını güçlendirir ve baş ağrısı, sinüzite iyi geldiği de bilinmektedir.

PAYLAŞIM MERKEZİ
Youtube’un hikâyesi
> Youtube’un; beraber yedikleri yemek sırasında çektikleri videoları birbirleriyle paylaşmak amacıyla 3 arkadaş tarafından kurulduğunu bilenleriniz vardır. Videoları CD yapmaya üşenen, mail ile de boyutu sebebiyle yollayamayan bu 3 ortağın kurduğu site, bir anda bütün dünyaya yayıldı.
> Youtube kullanıcıları, her hafta 60 bin uzun metraj film uzunluğunda video yüklüyorlar siteye. Yani bundan sonra siteye hiç video yüklenmeyecek olsa sizin bütün videoları izlemeniz için yaklaşık 1700 yıla ihtiyacınız var.
> Alexa sitesine göre Youtube, şu anda en çok ziyaret edilen üçüncü site. Ülkemizde de henüz yasağı kalkan Youtube; Çin, İran, Libya, Tunus turları ve Türkmenistan’da şu anda yasaklı.
> Videolar arasında Charlie’nin abisinin parmağını ısırdığı “Charlie bit me” videosu 212 milyon kez izlenmiş ve Lady Gaga’nın müzik klibinden sonra en çok izlenen ikinci video.


GOOGLE ARENA
arama motorlarına göre karşılaştırma
Diş hekimi 711 bin
Diş fırçası 383 bin
Aşk 22 milyon
Para 1.4 milyon
Hollywood 385 milyon
Yeşilçam 5.1 milyon

-------------------------

İbrahim Cebeci
icebeci@ihlaskoleji.com

Etkiliyorum

OKU(T)MAK


Günlük hayatın meşgalesi, bazen insanlara asli işlerini bile unutturuyor. Bu unutmak da öyle bir unutmak ki... Yıllar geçiyor, yine de insanın aklına bir türlü gelmiyor. Okumamaktan şikâyet ederken bunu da çok haklı (!) sebeplere bağlıyoruz, anlayacağınız mazeret çok:
“Vaktim yok.”
“Kitaplar çok pahalı.”
“Ne gerek var!”
“TV ve internet varken okumaya ne hacet.”
“Çocuklar okuyor, yeter!” vs. vs.
Televizyon ve internet için vakit çok, kitap için vakit yok. Üç ayda bir cep telefonu değiştirirken para çok, kitap almaya gelince para yok! Kısacık ömründe 20 tane telefon değiştirmiş bir gencin hayatında okuduğu tek kitap cep telefonunun kullanma kılavuzu, kitap bile değil kitapçık! Eğer onu da okuyorsa...
Bir başka ilginç durum da “Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?” sorusuna verilen anlamsız cevap: “Kitap okurum.”
“Boş zamanlarımda yemek yerim.” demek ne kadar abesse bu da o kadar abes. Kitap okumak bir ihtiyaçtır, boş zamanda yapılacak bir iş değil. Demek ki boş zaman bulunmazsa kitap da okunmayacak.
Okuma deyince aklıma üniversitedeki iki hocam gelir:
Biri: “Edebiyat Fakültesinden öyle öğrenciler mezun oldu ki dört yıl boyunca ne bir kitap okudu ne de dibimizdeki kütüphanelere bir defa olsun gitti.” demişti.
Hocamızın, dibimizdeki dediği kütüphaneler de Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Yazma Eserler Kütüphanesi, İl Halk Kütüphanesi ve sıkı durun Süleymaniye Kütüphanesi... Her biri birbirinden kıymetli; fakat kıymet bilene... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin mevcudu birçok üniversitenin mevcudundan daha fazla; fakat dibindeki kütüphaneler bomboş... Öğrenciler: “Bu kütüphanelerde dünyanın en nadide eserleri varmış -özellikle Süleymaniye Kütüphanesi- şurayı bir gidip gezelim dese; yani sadece meraktan buralara gidilse kütüphanelerimiz tıklım tıklım olur. Oradaki tarihî havayı teneffüs edip buram buram kitap kokusunu ciğerlerine çeken gençlik kitaba daha bir başka bakar. Yeter ki gençler kütüphanelere girsin. Bu iş merakla başlar.
Maalesef gençlik okumuyor, hem de üniversite gençliği; gerisini siz düşünün.
Diğer hocamız da: “Fransa’da bazı kütüphaneler 24 saat açıktır. Ben, denemek için bir gün, gecenin 12’sinde böyle bir kütüphaneye gittim ve oturmak için orada yer bulamadım. Herkes inanılmaz bir gayretle kitap okuyordu.” demişti.
Şaşırdınız değil mi? Evet, hocamızın anlattıklarını dinleyen sınıftaki herkes çok şaşırmıştı. 24 saat deyince hemen benzin istasyonu çağrışım yapmıştı; ya da nöbetçi eczane, belki de fırın. Kitap okumak ilaç gibi, ekmek gibi, su gibi, benzin gibi... Tabi ki çok kitap okumaktan ziyade iyi olanı çok okumak da işin esası.
Okumanın ehemmiyetini anladığımız zaman geleceğe daha bir güvenle bakacağız ve genç nüfusumuzla daha bir farklı övüneceğiz. Aksi takdirde okumayan, hedefsiz, bilinçsiz bir genç nüfus ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak.
Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın Tatil

Gemi Turları Tatilcilere önemli uyarı

Haber Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, ''Henüz inşaatı devam eden tesisten 'devre tatil' satışları yapılmaktadır. Tüketici şirketlerle ilgili internette bir araştırma yapmadan tatil yerine gitmemelidir'' dedi.

Bursa Tüketiciler Derneği (BTD) Başkanı da olan Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, kaplıcalarda yapılan ''devre tatiller'' ile ilgili yoğun şikayetler geldiğini belirtti.

Şehreküstü ve Atatürk caddelerinde bir haftalık ''devre tatil'' vaadiyle yapılan anketler sonucu, tüketicilerin ücretsiz otobüslere bindirilerek tatil yörelerine götürüldüğünü anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Henüz inşaatı devam eden tesisten 'devre tatil' satışları yapılmaktadır. Tüketici bu şirketlerle ilgili internette bir araştırma yapmadan tatil yerine gitmemelidir. Tüketicinin fırsat saydığı bu ücretsiz seyahat kendisine 15-17 bin liraya mal olmaktadır. Oysa bedava seyahatin altında yatan neden, tüketicinin 'cayma hakkı'nı ortadan kaldırmaktadır. Tesiste imzalanan sözleşmeler için 'cayma hakkı' kullanılamamaktadır. Buna rağmen sözleşme imzalayan tüketicinin derneğimize başvurması halinde aldatıcı, yanıltıcı ve tüketicinin iradesini sakatlayan ve psikolojik baskı altında imzalatılan bu sözleşmelerden kurtulması mümkündür.''

Yılmaz, tesiste hazırlanmış ortam içinde tüketicinin sözleşmeyi okuması ve iradesiyle karar vermesinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Yapılan ikramlar, gürültü düzeyinde müzik, psikolojik baskı altıda tüketici sözleşmeyi imzalamak durumund tatil a bırakılmaktadır. Hatta tüketiciye, buraya kadar zahmet edip gelmişken sözleşmeyi imzala, evdekiler onay vermezse sözleşmeyi iptal ederiz güvencesi verilmektedir. Ancak sözleşmeye imza atıldıktan sonra verilen peşinatın yanacağını, verilmemiş ise 2000 TL karşılığı iptal edilebileceği söylenmektedir'' diye konuştu.

Yasa gereği ''devre tatiller''de tüketicinin 10 günlük süre içinde ''cayma hakkı'' bulunduğundan senet imzalama ve peşinat ödeme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, şu bilgileri verdi:

''Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesine göre, sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde tüketici, hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin 'cayma hakkı'nı kullanarak sözleşmeden dönebilir. Yine aynı yönetmelikin 7. maddesine göre, sağlayıcının, tüketiciden aldığı senet ve peşinatı 10 gün içinde iade etme zorunluluğu bulunmaktadır. Tüketici Yasası'nın 6. maddesine göre de 'devre tatiller' ile ilgili hazırlanan sözleşmelerin standart sözleşmeler olması ve tüketicinin içeriğine etki edememesi ve müzakere etmeden imzalamak durumunda bırakılmasına karşı tüketiciyi korumakta ve bu tür sözleşmeler 'haksız şart' kapsamındadır.''

Yılmaz, Sözleşme nerede imzalanırsa imzalansın tüketicilerin, mutlaka hak arama yolunu değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesine başvurulmasının sorunun çözümünün ilk adımı olacağını bildirdi.
Tatilcilere önemli uyarı Tatil Gemi TurlarıHaber Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, ''Henüz inşaatı devam eden tesisten 'devre tatil' satışları yapılmaktadır. Tüketici şirketlerle ilgili internette bir araştırma yapmadan tatil yerine gitmemelidir'' dedi.

Bursa Tüketiciler Derneği (BTD) Başkanı da olan Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, kaplıcalarda yapılan ''devre tatiller'' ile ilgili yoğun şikayetler geldiğini belirtti.

Şehreküstü ve Atatürk caddelerinde bir haftalık ''devre tatil'' vaadiyle yapılan anketler sonucu, tüketicilerin ücretsiz otobüslere bindirilerek tatil yörelerine götürüldüğünü anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Henüz inşaatı devam eden tesisten 'devre tatil' satışları yapılmaktadır. Tüketici bu şirketlerle ilgili internette bir araştırma yapmadan tatil yerine gitmemelidir. Tüketicinin fırsat saydığı bu ücretsiz seyahat kendisine 15-17 bin liraya mal olmaktadır. Oysa bedava seyahatin altında yatan neden, tüketicinin 'cayma hakkı'nı ortadan kaldırmaktadır. Tesiste imzalanan sözleşmeler için 'cayma hakkı' kullanılamamaktadır. Buna rağmen sözleşme imzalayan tüketicinin derneğimize başvurması halinde aldatıcı, yanıltıcı ve tüketicinin iradesini sakatlayan ve psikolojik baskı altında imzalatılan bu sözleşmelerden kurtulması mümkündür.''

Yılmaz, tesiste hazırlanmış ortam içinde tüketicinin sözleşmeyi okuması ve iradesiyle karar vermesinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Yapılan ikramlar, gürültü düzeyinde müzik, psikolojik baskı altıda tüketici sözleşmeyi imzalamak durumund tatil a bırakılmaktadır. Hatta tüketiciye, buraya kadar zahmet edip gelmişken sözleşmeyi imzala, evdekiler onay vermezse sözleşmeyi iptal ederiz güvencesi verilmektedir. Ancak sözleşmeye imza atıldıktan sonra verilen peşinatın yanacağını, verilmemiş ise 2000 TL karşılığı iptal edilebileceği söylenmektedir'' diye konuştu.

Yasa gereği ''devre tatiller''de tüketicinin 10 günlük süre içinde ''cayma hakkı'' bulunduğundan senet imzalama ve peşinat ödeme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, şu bilgileri verdi:

''Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesine göre, sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde tüketici, hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin 'cayma hakkı'nı kullanarak sözleşmeden dönebilir. Yine aynı yönetmelikin 7. maddesine göre, sağlayıcının, tüketiciden aldığı senet ve peşinatı 10 gün içinde iade etme zorunluluğu bulunmaktadır. Tüketici Yasası'nın 6. maddesine göre de 'devre tatiller' ile ilgili hazırlanan sözleşmelerin standart sözleşmeler olması ve tüketicinin içeriğine etki edememesi ve müzakere etmeden imzalamak durumunda bırakılmasına karşı tüketiciyi korumakta ve bu tür sözleşmeler 'haksız şart' kapsamındadır.''

Yılmaz, Sözleşme nerede imzalanırsa imzalansın tüketicilerin, mutlaka hak arama yolunu değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesine başvurulmasının sorunun çözümünün ilk adımı olacağını bildirdi.
Tatilcilere önemli uyarı Tatil