20 Şubat 2011 Pazar

Gemi Turları Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın

Haber İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Cuma günü, ilk ve orta dereceli okullardaki öğrenciler karneyle eve geldi. Bazıları sevinçli bazıları da mahcup bir şekilde büyüklerine karnesini gösterdi. Yoğun bir çalışma ve telaşlı günlerin ardından bu kısa dinlenme zamanı çocuklarımızla güzel paylaşımlar için bir fırsat olabilir. Birçok öğrenci bu fırsatı, tatil boyunca televizyon veya bilgisayar başında geçirip geç saatlerde yatarak değerlendirme eğilimindedir. Oysa yorucu bir dönem sonunda çocuğumuzun hak ettiği bu değerli zamanları en iyi şekilde değerlendirmesi, bizim onu doğru yönlendirmemizle mümkün olacaktır.
> Genelde birçok öğretmen hafif de olsa bir tatil ödevi verir. Çocuğumuzun ödevlerini yapması için onu desteklemeliyiz. Ancak sıkı bir program yerine, çocuğumuza uygun esnek bir ödev yapma programı oluşturabiliriz. Bu nedenle, programı çocuğumuzla birlikte yapmamız ve ödevini bitirip bitirmediğini günlük olarak kontrol etmemizde yarar var.
> Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için iyi bir fırsattır. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Çocuğumuzla kitapçıları dolaşıp, ilgi duyacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için okuduğu kitabı anlatmasını istemek yorum ve ifade becerisini daha çok geliştirir.
> Yarıyıl tatili, çocuğunuzun spora başlaması için güzel bir fırsat olabilir. Spor; çocukların fiziksel yönden gelişimine, özgüven ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkılar sağlamaktadır. Çocuğumuzun; yaşı, bedensel gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına onu yönlendirebiliriz.
> Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olmalıdır. Çocuğumuza hem zihnini çalıştıracak hem de zevk alacağı (bilgisayar oyunu veya playstation dışında) yeni bir oyun alıp onun, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabiliriz. Unutmamalıyız ki çocukların arkadaşlarıyla iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
> Yarıyıl tatilinde çocuğumuzun bilgisayar karşısında geçirdiği süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalıyız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona “bilgisayar oyunu oynama” demek, doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü özellikle çocuklarda, yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğumuz bu durumda bize olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğimiz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin vermeliyiz. Çocuğumuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğimizi, onun anlayabileceği bir dille ona açıklamalıyız.
> En önemlisi, çocuğumuzun internetteki zararlı sitelere girmemesi için gerekli tedbirleri almaktır. Bu konuda, kesin çözüm olmamakla birlikte, çocuğumuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanabiliriz. Bu programlar sayesinde çocuğumuzun interneti kullanabileceği gün ve saatleri belirleyebilir, hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebiliriz.

UTANÇ SANMASIN
Karne notları düşük olabilir. Başarısızlığın utançla karşılandığı ortamda, güçlüklerin üstesinden gelinemez. Bu nedenle anne ve baba olarak ilk yapacağımız, çocuğumuzun başarısızlığını aile içinde utanç verici bir durum değil, çaba gösterince aşılacak bir engel olarak kabul edildiğini anlamasını sağlamaktır.


AĞIR CEZA YOK
Karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarımızı katı bir dille suçlamamalıyız. Çocukların oyun ve dinlenme saatlerini ortadan kaldırarak onları ağır bir biçimde cezalandırmak olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ders konularını bilmiyorsa veya tam öğrenmemişse çalışarak eksiklerini kapatabilir. Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.


BAŞARISINI HATIRLATIN
Kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslamamalıyız. Her çocuğun kapasitesi farklıdır. Çocuğumuzu olduğu gibi kabul etmeli ve onun kapasitesi dışında, ondan, başaramayacağı şeyleri beklememeliyiz. Kıyaslamamız gerektiğinde kendisi ile kıyaslayabiliriz. Başardığı işleri örnek gösterip diğerini de başarabileceğini ifade edebiliriz.


UZMANA DANIŞIN
Başarısızlığa itebilecek faktörleri göz önünde tutarak tedbir almalıyız. Başarısızlığın altında aile hayatının düzensizliği, TV’yi kontrolsüz izleme, bilgisayar (internet) bağımlılığı, anne baba geçimsizliği bulunabildiği gibi fizyolojik rahatsızlık, zihinsel kapasite ya da duygusal sorunlar bulunabilir. Bu durumlarla ilgili bir uzmana danışabiliriz.

PENCERELER
Utku Öztürk / Emre Erdoğan
utku.ozturk@ihlaskoleji.com


patatesbaskı
Dünyanın en güçlü insanı ne Herküldür ne Zeyna, şüphesiz ki o, telefon bankacılığı ile kredi kartını kapattırabilmiş kişidir.
istiklalkarasu
Milyonlarca anneye sesleniyorum, “Misafir Odası” diye yıllardır kilitlediğiniz evin en güzel odasını açın artık, gelmiyor işte kimse.
acimasiztweet
Ömrümüzün yarısı hayalimizdeki eşi aramakla diğer yarısı ise kaybettiğimiz koli bandının ucunu bulmakla geçiyor.
melogaman
Umut; kare yorganı dikdörtgen sanıp, uzun kenarını bulmak için üzerinde tur üzerine tur attırmaktır.
anjelikaakbar
Manevi yaşam nedense mağarada veya tekkede oturmak, yaşamdan uzaklaşmak olarak anlaşılıyor. Halbuki önemli olanı her an, her yerde bunu yaşamak.
deorwine
Caillou (Kayyu) izleyen bebekten umarım hayır gelir, yoksa ülkecek yandık.
PaSa_DeDeM
Lisede tarih derslerinde Kanuni’nin seferlerini ezberleyene kadar anam ağladı, dizide saraydan çıktığı yok padişahın. Nasıl iş anlamadım.
meylani
Mağazada kredi kartı “bakiye yetersiz” uyarısı verince “Nası ya 10 milyar limiti var o kartın!” diye atak yapanlar, senin yalanın limitsiz..
firattur tatil koglu
O atari oyunu salonlarındaki çakallar şimdi gelip, veremediğimiz ders için, geçiyim mi abi geçiyim mi abi deseler ya...
kibaribiber
Kombine deyince; bir erkeğin aklına BJK-GS-FB bileti, kadının aklına ise tunik-tayt-çizme gelir.
beyaztenlizenci
Apple’dan yeni ürün: “iÇokŞeker”


YAZILI YOKLAMA
Soru: Hayalinizdeki okulu yazınız.
Cevap: Bütün herkesin albatros, bukalemun, ornitorenk gibi evcil hayvanı olsa ve okulun içinde sırtımıza bağlı sütle çalışan roketlerle hareket etsek.
Soru: Terliksi hayvan ne demektir?
Cevap: Terlik giymeden dolaşıp duran değişik türdeki hayvanlara denir.
Soru: Çevre kirliliği insanları nasıl etkiler?
Cevap: Dünya kirlendikçe oksijen yetmezliğinden insanların ölümüne yol açar.
Cevap 2: Çevre kirliliği ölüm ve krize yol açar.

HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY-KARA DELİKLER-

> Kara delik; çekim alanı, hiçbir maddenin kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Uzayda bilindiği kadarıyla 14 tane kara delik vardır. Dünyaya en yakın olan Cygnus X-1, sekiz bin ışık yılı uzaklıktadır.
> Kara delikler sadece yollarına çıkan maddeleri emerler, yani evrenin tamamını bir kerede yok edemezler. İlginç olansa kara delikler birbirlerine çok yakınlaşınca daha büyük olan kara delik diğerini yutabilir.
> Kara delikleri görmemiz imkânsızdır, çünkü her şeyi emdikleri gibi ışığı da emerler.


BİLİYOR MUYDUNUZ?

Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmek, kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak sudan genleşmiş olan damarların içindeki kanı aktif kılarak tansiyonumuzun düşmesini önler. Aynı zamanda savunma mekanizmasını güçlendirir ve baş ağrısı, sinüzite iyi geldiği de bilinmektedir.

PAYLAŞIM MERKEZİ
Youtube’un hikâyesi
> Youtube’un; beraber yedikleri yemek sırasında çektikleri videoları birbirleriyle paylaşmak amacıyla 3 arkadaş tarafından kurulduğunu bilenleriniz vardır. Videoları CD yapmaya üşenen, mail ile de boyutu sebebiyle yollayamayan bu 3 ortağın kurduğu site, bir anda bütün dünyaya yayıldı.
> Youtube kullanıcıları, her hafta 60 bin uzun metraj film uzunluğunda video yüklüyorlar siteye. Yani bundan sonra siteye hiç video yüklenmeyecek olsa sizin bütün videoları izlemeniz için yaklaşık 1700 yıla ihtiyacınız var.
> Alexa sitesine göre Youtube, şu anda en çok ziyaret edilen üçüncü site. Ülkemizde de henüz yasağı kalkan Youtube; Çin, İran, Libya, Tunus turları ve Türkmenistan’da şu anda yasaklı.
> Videolar arasında Charlie’nin abisinin parmağını ısırdığı “Charlie bit me” videosu 212 milyon kez izlenmiş ve Lady Gaga’nın müzik klibinden sonra en çok izlenen ikinci video.


GOOGLE ARENA
arama motorlarına göre karşılaştırma
Diş hekimi 711 bin
Diş fırçası 383 bin
Aşk 22 milyon
Para 1.4 milyon
Hollywood 385 milyon
Yeşilçam 5.1 milyon

-------------------------

İbrahim Cebeci
icebeci@ihlaskoleji.com

Etkiliyorum

OKU(T)MAK


Günlük hayatın meşgalesi, bazen insanlara asli işlerini bile unutturuyor. Bu unutmak da öyle bir unutmak ki... Yıllar geçiyor, yine de insanın aklına bir türlü gelmiyor. Okumamaktan şikâyet ederken bunu da çok haklı (!) sebeplere bağlıyoruz, anlayacağınız mazeret çok:
“Vaktim yok.”
“Kitaplar çok pahalı.”
“Ne gerek var!”
“TV ve internet varken okumaya ne hacet.”
“Çocuklar okuyor, yeter!” vs. vs.
Televizyon ve internet için vakit çok, kitap için vakit yok. Üç ayda bir cep telefonu değiştirirken para çok, kitap almaya gelince para yok! Kısacık ömründe 20 tane telefon değiştirmiş bir gencin hayatında okuduğu tek kitap cep telefonunun kullanma kılavuzu, kitap bile değil kitapçık! Eğer onu da okuyorsa...
Bir başka ilginç durum da “Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?” sorusuna verilen anlamsız cevap: “Kitap okurum.”
“Boş zamanlarımda yemek yerim.” demek ne kadar abesse bu da o kadar abes. Kitap okumak bir ihtiyaçtır, boş zamanda yapılacak bir iş değil. Demek ki boş zaman bulunmazsa kitap da okunmayacak.
Okuma deyince aklıma üniversitedeki iki hocam gelir:
Biri: “Edebiyat Fakültesinden öyle öğrenciler mezun oldu ki dört yıl boyunca ne bir kitap okudu ne de dibimizdeki kütüphanelere bir defa olsun gitti.” demişti.
Hocamızın, dibimizdeki dediği kütüphaneler de Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Yazma Eserler Kütüphanesi, İl Halk Kütüphanesi ve sıkı durun Süleymaniye Kütüphanesi... Her biri birbirinden kıymetli; fakat kıymet bilene... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin mevcudu birçok üniversitenin mevcudundan daha fazla; fakat dibindeki kütüphaneler bomboş... Öğrenciler: “Bu kütüphanelerde dünyanın en nadide eserleri varmış -özellikle Süleymaniye Kütüphanesi- şurayı bir gidip gezelim dese; yani sadece meraktan buralara gidilse kütüphanelerimiz tıklım tıklım olur. Oradaki tarihî havayı teneffüs edip buram buram kitap kokusunu ciğerlerine çeken gençlik kitaba daha bir başka bakar. Yeter ki gençler kütüphanelere girsin. Bu iş merakla başlar.
Maalesef gençlik okumuyor, hem de üniversite gençliği; gerisini siz düşünün.
Diğer hocamız da: “Fransa’da bazı kütüphaneler 24 saat açıktır. Ben, denemek için bir gün, gecenin 12’sinde böyle bir kütüphaneye gittim ve oturmak için orada yer bulamadım. Herkes inanılmaz bir gayretle kitap okuyordu.” demişti.
Şaşırdınız değil mi? Evet, hocamızın anlattıklarını dinleyen sınıftaki herkes çok şaşırmıştı. 24 saat deyince hemen benzin istasyonu çağrışım yapmıştı; ya da nöbetçi eczane, belki de fırın. Kitap okumak ilaç gibi, ekmek gibi, su gibi, benzin gibi... Tabi ki çok kitap okumaktan ziyade iyi olanı çok okumak da işin esası.
Okumanın ehemmiyetini anladığımız zaman geleceğe daha bir güvenle bakacağız ve genç nüfusumuzla daha bir farklı övüneceğiz. Aksi takdirde okumayan, hedefsiz, bilinçsiz bir genç nüfus ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak.
Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın Tatil Gemi TurlarıHaber İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Cuma günü, ilk ve orta dereceli okullardaki öğrenciler karneyle eve geldi. Bazıları sevinçli bazıları da mahcup bir şekilde büyüklerine karnesini gösterdi. Yoğun bir çalışma ve telaşlı günlerin ardından bu kısa dinlenme zamanı çocuklarımızla güzel paylaşımlar için bir fırsat olabilir. Birçok öğrenci bu fırsatı, tatil boyunca televizyon veya bilgisayar başında geçirip geç saatlerde yatarak değerlendirme eğilimindedir. Oysa yorucu bir dönem sonunda çocuğumuzun hak ettiği bu değerli zamanları en iyi şekilde değerlendirmesi, bizim onu doğru yönlendirmemizle mümkün olacaktır.
> Genelde birçok öğretmen hafif de olsa bir tatil ödevi verir. Çocuğumuzun ödevlerini yapması için onu desteklemeliyiz. Ancak sıkı bir program yerine, çocuğumuza uygun esnek bir ödev yapma programı oluşturabiliriz. Bu nedenle, programı çocuğumuzla birlikte yapmamız ve ödevini bitirip bitirmediğini günlük olarak kontrol etmemizde yarar var.
> Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için iyi bir fırsattır. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Çocuğumuzla kitapçıları dolaşıp, ilgi duyacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için okuduğu kitabı anlatmasını istemek yorum ve ifade becerisini daha çok geliştirir.
> Yarıyıl tatili, çocuğunuzun spora başlaması için güzel bir fırsat olabilir. Spor; çocukların fiziksel yönden gelişimine, özgüven ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkılar sağlamaktadır. Çocuğumuzun; yaşı, bedensel gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına onu yönlendirebiliriz.
> Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olmalıdır. Çocuğumuza hem zihnini çalıştıracak hem de zevk alacağı (bilgisayar oyunu veya playstation dışında) yeni bir oyun alıp onun, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabiliriz. Unutmamalıyız ki çocukların arkadaşlarıyla iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
> Yarıyıl tatilinde çocuğumuzun bilgisayar karşısında geçirdiği süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalıyız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona “bilgisayar oyunu oynama” demek, doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü özellikle çocuklarda, yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğumuz bu durumda bize olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğimiz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin vermeliyiz. Çocuğumuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğimizi, onun anlayabileceği bir dille ona açıklamalıyız.
> En önemlisi, çocuğumuzun internetteki zararlı sitelere girmemesi için gerekli tedbirleri almaktır. Bu konuda, kesin çözüm olmamakla birlikte, çocuğumuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanabiliriz. Bu programlar sayesinde çocuğumuzun interneti kullanabileceği gün ve saatleri belirleyebilir, hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebiliriz.

UTANÇ SANMASIN
Karne notları düşük olabilir. Başarısızlığın utançla karşılandığı ortamda, güçlüklerin üstesinden gelinemez. Bu nedenle anne ve baba olarak ilk yapacağımız, çocuğumuzun başarısızlığını aile içinde utanç verici bir durum değil, çaba gösterince aşılacak bir engel olarak kabul edildiğini anlamasını sağlamaktır.


AĞIR CEZA YOK
Karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarımızı katı bir dille suçlamamalıyız. Çocukların oyun ve dinlenme saatlerini ortadan kaldırarak onları ağır bir biçimde cezalandırmak olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ders konularını bilmiyorsa veya tam öğrenmemişse çalışarak eksiklerini kapatabilir. Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.


BAŞARISINI HATIRLATIN
Kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslamamalıyız. Her çocuğun kapasitesi farklıdır. Çocuğumuzu olduğu gibi kabul etmeli ve onun kapasitesi dışında, ondan, başaramayacağı şeyleri beklememeliyiz. Kıyaslamamız gerektiğinde kendisi ile kıyaslayabiliriz. Başardığı işleri örnek gösterip diğerini de başarabileceğini ifade edebiliriz.


UZMANA DANIŞIN
Başarısızlığa itebilecek faktörleri göz önünde tutarak tedbir almalıyız. Başarısızlığın altında aile hayatının düzensizliği, TV’yi kontrolsüz izleme, bilgisayar (internet) bağımlılığı, anne baba geçimsizliği bulunabildiği gibi fizyolojik rahatsızlık, zihinsel kapasite ya da duygusal sorunlar bulunabilir. Bu durumlarla ilgili bir uzmana danışabiliriz.

PENCERELER
Utku Öztürk / Emre Erdoğan
utku.ozturk@ihlaskoleji.com


patatesbaskı
Dünyanın en güçlü insanı ne Herküldür ne Zeyna, şüphesiz ki o, telefon bankacılığı ile kredi kartını kapattırabilmiş kişidir.
istiklalkarasu
Milyonlarca anneye sesleniyorum, “Misafir Odası” diye yıllardır kilitlediğiniz evin en güzel odasını açın artık, gelmiyor işte kimse.
acimasiztweet
Ömrümüzün yarısı hayalimizdeki eşi aramakla diğer yarısı ise kaybettiğimiz koli bandının ucunu bulmakla geçiyor.
melogaman
Umut; kare yorganı dikdörtgen sanıp, uzun kenarını bulmak için üzerinde tur üzerine tur attırmaktır.
anjelikaakbar
Manevi yaşam nedense mağarada veya tekkede oturmak, yaşamdan uzaklaşmak olarak anlaşılıyor. Halbuki önemli olanı her an, her yerde bunu yaşamak.
deorwine
Caillou (Kayyu) izleyen bebekten umarım hayır gelir, yoksa ülkecek yandık.
PaSa_DeDeM
Lisede tarih derslerinde Kanuni’nin seferlerini ezberleyene kadar anam ağladı, dizide saraydan çıktığı yok padişahın. Nasıl iş anlamadım.
meylani
Mağazada kredi kartı “bakiye yetersiz” uyarısı verince “Nası ya 10 milyar limiti var o kartın!” diye atak yapanlar, senin yalanın limitsiz..
firattur tatil koglu
O atari oyunu salonlarındaki çakallar şimdi gelip, veremediğimiz ders için, geçiyim mi abi geçiyim mi abi deseler ya...
kibaribiber
Kombine deyince; bir erkeğin aklına BJK-GS-FB bileti, kadının aklına ise tunik-tayt-çizme gelir.
beyaztenlizenci
Apple’dan yeni ürün: “iÇokŞeker”


YAZILI YOKLAMA
Soru: Hayalinizdeki okulu yazınız.
Cevap: Bütün herkesin albatros, bukalemun, ornitorenk gibi evcil hayvanı olsa ve okulun içinde sırtımıza bağlı sütle çalışan roketlerle hareket etsek.
Soru: Terliksi hayvan ne demektir?
Cevap: Terlik giymeden dolaşıp duran değişik türdeki hayvanlara denir.
Soru: Çevre kirliliği insanları nasıl etkiler?
Cevap: Dünya kirlendikçe oksijen yetmezliğinden insanların ölümüne yol açar.
Cevap 2: Çevre kirliliği ölüm ve krize yol açar.

HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY-KARA DELİKLER-

> Kara delik; çekim alanı, hiçbir maddenin kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Uzayda bilindiği kadarıyla 14 tane kara delik vardır. Dünyaya en yakın olan Cygnus X-1, sekiz bin ışık yılı uzaklıktadır.
> Kara delikler sadece yollarına çıkan maddeleri emerler, yani evrenin tamamını bir kerede yok edemezler. İlginç olansa kara delikler birbirlerine çok yakınlaşınca daha büyük olan kara delik diğerini yutabilir.
> Kara delikleri görmemiz imkânsızdır, çünkü her şeyi emdikleri gibi ışığı da emerler.


BİLİYOR MUYDUNUZ?

Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmek, kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak sudan genleşmiş olan damarların içindeki kanı aktif kılarak tansiyonumuzun düşmesini önler. Aynı zamanda savunma mekanizmasını güçlendirir ve baş ağrısı, sinüzite iyi geldiği de bilinmektedir.

PAYLAŞIM MERKEZİ
Youtube’un hikâyesi
> Youtube’un; beraber yedikleri yemek sırasında çektikleri videoları birbirleriyle paylaşmak amacıyla 3 arkadaş tarafından kurulduğunu bilenleriniz vardır. Videoları CD yapmaya üşenen, mail ile de boyutu sebebiyle yollayamayan bu 3 ortağın kurduğu site, bir anda bütün dünyaya yayıldı.
> Youtube kullanıcıları, her hafta 60 bin uzun metraj film uzunluğunda video yüklüyorlar siteye. Yani bundan sonra siteye hiç video yüklenmeyecek olsa sizin bütün videoları izlemeniz için yaklaşık 1700 yıla ihtiyacınız var.
> Alexa sitesine göre Youtube, şu anda en çok ziyaret edilen üçüncü site. Ülkemizde de henüz yasağı kalkan Youtube; Çin, İran, Libya, Tunus turları ve Türkmenistan’da şu anda yasaklı.
> Videolar arasında Charlie’nin abisinin parmağını ısırdığı “Charlie bit me” videosu 212 milyon kez izlenmiş ve Lady Gaga’nın müzik klibinden sonra en çok izlenen ikinci video.


GOOGLE ARENA
arama motorlarına göre karşılaştırma
Diş hekimi 711 bin
Diş fırçası 383 bin
Aşk 22 milyon
Para 1.4 milyon
Hollywood 385 milyon
Yeşilçam 5.1 milyon

-------------------------

İbrahim Cebeci
icebeci@ihlaskoleji.com

Etkiliyorum

OKU(T)MAK


Günlük hayatın meşgalesi, bazen insanlara asli işlerini bile unutturuyor. Bu unutmak da öyle bir unutmak ki... Yıllar geçiyor, yine de insanın aklına bir türlü gelmiyor. Okumamaktan şikâyet ederken bunu da çok haklı (!) sebeplere bağlıyoruz, anlayacağınız mazeret çok:
“Vaktim yok.”
“Kitaplar çok pahalı.”
“Ne gerek var!”
“TV ve internet varken okumaya ne hacet.”
“Çocuklar okuyor, yeter!” vs. vs.
Televizyon ve internet için vakit çok, kitap için vakit yok. Üç ayda bir cep telefonu değiştirirken para çok, kitap almaya gelince para yok! Kısacık ömründe 20 tane telefon değiştirmiş bir gencin hayatında okuduğu tek kitap cep telefonunun kullanma kılavuzu, kitap bile değil kitapçık! Eğer onu da okuyorsa...
Bir başka ilginç durum da “Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?” sorusuna verilen anlamsız cevap: “Kitap okurum.”
“Boş zamanlarımda yemek yerim.” demek ne kadar abesse bu da o kadar abes. Kitap okumak bir ihtiyaçtır, boş zamanda yapılacak bir iş değil. Demek ki boş zaman bulunmazsa kitap da okunmayacak.
Okuma deyince aklıma üniversitedeki iki hocam gelir:
Biri: “Edebiyat Fakültesinden öyle öğrenciler mezun oldu ki dört yıl boyunca ne bir kitap okudu ne de dibimizdeki kütüphanelere bir defa olsun gitti.” demişti.
Hocamızın, dibimizdeki dediği kütüphaneler de Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Yazma Eserler Kütüphanesi, İl Halk Kütüphanesi ve sıkı durun Süleymaniye Kütüphanesi... Her biri birbirinden kıymetli; fakat kıymet bilene... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin mevcudu birçok üniversitenin mevcudundan daha fazla; fakat dibindeki kütüphaneler bomboş... Öğrenciler: “Bu kütüphanelerde dünyanın en nadide eserleri varmış -özellikle Süleymaniye Kütüphanesi- şurayı bir gidip gezelim dese; yani sadece meraktan buralara gidilse kütüphanelerimiz tıklım tıklım olur. Oradaki tarihî havayı teneffüs edip buram buram kitap kokusunu ciğerlerine çeken gençlik kitaba daha bir başka bakar. Yeter ki gençler kütüphanelere girsin. Bu iş merakla başlar.
Maalesef gençlik okumuyor, hem de üniversite gençliği; gerisini siz düşünün.
Diğer hocamız da: “Fransa’da bazı kütüphaneler 24 saat açıktır. Ben, denemek için bir gün, gecenin 12’sinde böyle bir kütüphaneye gittim ve oturmak için orada yer bulamadım. Herkes inanılmaz bir gayretle kitap okuyordu.” demişti.
Şaşırdınız değil mi? Evet, hocamızın anlattıklarını dinleyen sınıftaki herkes çok şaşırmıştı. 24 saat deyince hemen benzin istasyonu çağrışım yapmıştı; ya da nöbetçi eczane, belki de fırın. Kitap okumak ilaç gibi, ekmek gibi, su gibi, benzin gibi... Tabi ki çok kitap okumaktan ziyade iyi olanı çok okumak da işin esası.
Okumanın ehemmiyetini anladığımız zaman geleceğe daha bir güvenle bakacağız ve genç nüfusumuzla daha bir farklı övüneceğiz. Aksi takdirde okumayan, hedefsiz, bilinçsiz bir genç nüfus ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak.
Çocuğunuza iyi bir tatil saglayın Tatil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder